Yaşamdan sevinç duymak, hayatın kutupsallığını kucaklamaktan geçer. Günümüzün büyük haz hırsı ve mutluluk salgını hep pozitif kutupta kalmayı salık verse de, tatsız zamanlarla ve savrulmalarla baş edebilmek doygun bir hayatın vazgeçilmezidir. Herkes hayatın kutupsallığının suretlerini tanır: Sevinç ve hiddet, uyum ve çatışma, huzur ve huzursuzluk, zevk ve acı, sağlık ve hastalık, güzellik ve çirkinlik, başarı ve başarısızlık, anlam ve anlamsızlık. Benliğimiz aralıksız evreler halinde, her birini deneyimleyerek gelişir ve var olur. Uçlar arasında, hayatın ritmini dengelemek mümkün müdür peki? İstikrar ve s&u
Yaşamdan sevinç duymak, hayatın kutupsallığını kucaklamaktan geçer. Günümüzün büyük haz hırsı ve mutluluk salgını hep pozitif kutupta kalmayı salık verse de, tatsız zamanlarla ve savrulmalarla baş edebilmek doygun bir hayatın vazgeçilmezidir. Herkes hayatın kutupsallığının suretlerini tanır: Sevinç ve hiddet, uyum ve çatışma, huzur ve huzursuzluk, zevk ve acı, sağlık ve hastalık, güzellik ve çirkinlik, başarı ve başarısızlık, anlam ve anlamsızlık. Benliğimiz aralıksız evreler halinde, her birini deneyimleyerek gelişir ve var olur. Uçlar arasında, hayatın ritmini dengelemek mümkün müdür peki? İstikrar ve süreklilik nasıl temin edilir? Dipleri ve zirveleri tecrübe etmek zenginlik olarak görülebilir mi? Duyuların yaşama sevinciyle nasıl bir bağı vardır? Doya doya görmek, işitmek, koklamak, dokunmak ve tatmak, hayatın anlamına nasıl katkıda bulunur? Hayatın sarkacıyla uyumlanma becerisi doğuştan mı gelir, sonradan mı öğrenilir? Salınma eylemi, sorun çözme yöntemi olarak kullanılabilir mi? Dijital ile analog dünyalar arasında denge noktası neresidir? Wilhelm Schmid, Salınmak: Hayattan Sevinç Duyma Sanatı’nda, hayatın dayattığı yük ile kişinin güçlerini yeniden toplamasını sağlayan hafiflik arasında denge bulmayı öneriyor. Her şeyi akışta tutmaya çabalamak yerine, hem güzelliklerle hem gerilimlerle barışıklık içinde salınmanın yaşam sevincinin ön koşulu olduğunu örnekler eşliğinde tartışıyor.