“İşte tüm romancıların en büyüğü – Savaş ve Barış’ın yazarına başka ne diyebiliriz ki?” —VIRGINIA WOOLF
Dünya edebiyatının en önemli romanlarından, Tolstoy’un ölümsüz eseri Savaş ve Barış, insanın içsel çatışmalarını ve toplumsal değişimleri eşsiz detay ve incelikle anlatan bir başyapıttır.
19. yüzyıl Rusya’sının karmaşık politik ve sosyal ortamını, Napoléon’un Fransa’sıyla yaşanan savaşın arka planında, geniş karakter yelpazesi üzerinden işler. Tolstoy’un ustaca kurguladığı dünya, okurları bir yandan tarihsel olayların içine çekerken bir yandan da insani deneyimin evrensel gerçe
“İşte tüm romancıların en büyüğü – Savaş ve Barış’ın yazarına başka ne diyebiliriz ki?” —VIRGINIA WOOLF
Dünya edebiyatının en önemli romanlarından, Tolstoy’un ölümsüz eseri Savaş ve Barış, insanın içsel çatışmalarını ve toplumsal değişimleri eşsiz detay ve incelikle anlatan bir başyapıttır.
19. yüzyıl Rusya’sının karmaşık politik ve sosyal ortamını, Napoléon’un Fransa’sıyla yaşanan savaşın arka planında, geniş karakter yelpazesi üzerinden işler. Tolstoy’un ustaca kurguladığı dünya, okurları bir yandan tarihsel olayların içine çekerken bir yandan da insani deneyimin evrensel gerçekleriyle yüzleştirir.
Bir kontun gayrimeşru oğlu olan ve mirası için savaşan Piyer Bezuhov, Napoléon’a karşı durmak için ailesini geride bırakan Prens Andrey Bolkonskiy ve bir soylunun genç ve güzel kızı olan, her iki erkeğin de ilgisini çeken Nataşa Rostova. Napoléon’un ordusu Rusya’yı istila ederken, Tolstoy farklı geçmişlerden ve sınıflardan gelen karakterleri dönemlerine, tarihlerine ve kültürlerine özgü sorunlarla mücadele etmekteyken ayrıntılı şekilde betimler. Ve roman ilerledikçe, bu karakterler kendi özgünlüklerini aşarak dünya edebiyatının en dokunaklı ve insani figürlerinden bazıları hâline gelirler.