Simone Weil, Rachel Bespaloff ve Hermann Broch’u bir araya getiren Savaş ve İlyada, edebiyat, din ve felsefe üzerinden ölüm ve yaşam meselelerini ele alan bir eser. Weil, Homeros’un destanını ayrıntısıyla inceler ve burada kâbusları andıran bir savaş makinesi teşhis eder. İlk kez 1939’da yani 2. Dünya Savaşı arifesinde yazılan bu makale pasifist bir manifesto olarak da okunabilir.
Bespaloff makalesini 2. Dünya Savaşı ortasında kaleme alır, çalışmasına “savaşla başa çıkma yöntemim” der, ama bu makale aynı zamanda Weil’e cevap niteliğindedir. Ayrıca, Bespaloff'un Homeros destanını Kitâb-ı Mukaddes'le, şairleri
Simone Weil, Rachel Bespaloff ve Hermann Broch’u bir araya getiren Savaş ve İlyada, edebiyat, din ve felsefe üzerinden ölüm ve yaşam meselelerini ele alan bir eser. Weil, Homeros’un destanını ayrıntısıyla inceler ve burada kâbusları andıran bir savaş makinesi teşhis eder. İlk kez 1939’da yani 2. Dünya Savaşı arifesinde yazılan bu makale pasifist bir manifesto olarak da okunabilir.
Bespaloff makalesini 2. Dünya Savaşı ortasında kaleme alır, çalışmasına “savaşla başa çıkma yöntemim” der, ama bu makale aynı zamanda Weil’e cevap niteliğindedir. Ayrıca, Bespaloff'un Homeros destanını Kitâb-ı Mukaddes'le, şairleri de peygamberle ilişkilendirmesi başlı başına bir katkı olarak görülmektedir.
Büyük Alman yazar Broch ise 1947 yılında yani savaş bittikten iki yıl sonra bir sonsöz yazarak bu tartışmaya nokta koyar. Bu sonsözde, yaşlılık üslubundan sanatta yeni mit arayışına, mitsel edebiyata yakın gördüğü Kafka’ya kadar edebiyat teorisiyle ilgili aydınlatıcı fikirler öne sürer.
Bir yanda yaklaşık 2700 yıl önce yazılmış en trajik savaş destanı, diğer yanda 80 yıl önce dünyanın maruz kaldığı en büyük savaş… Çünkü en büyük derdimiz güncelliğini koruyor: İnsanlığımızı kaybetmemek.