Menü
Hesabım
Şifremi Unuttum
Kayıt Ol

Şehrin Şeytanları

ISBN : 9786052604151
Stokta Var Stokta Var
175,00 TL
122,50 TL
Öne Çıkan Bilgiler:

“Hiçbir kültür ürünü yoktur ki, aynı zamanda bir barbarlık belgesi olmasın” diyordu Walter Benjamin. Milattan önce 700 yılından beri bir medeniyet şehri olagelen İstanbul da işte böyle iki yüzlü bir madalyon: Birinde göz alıcı saraylar, ihtişamlı mabetler, Boğaz sefaları, bayram eğlenceleri, erguvanlar, laleler, derya kuzusu lüferler var; diğerinde savaşlar ve katliamlar, isyanlar ve göç, sömürü ve yoksulluk. İstanbul’un bir Ayasofya’sı var, bir de Ayasofya’nın duvarına ismini kazıyan vandal Viking komutanı Halvdan’ı.
Hakan Sipahioğlu ilk öykü kitabı Kıyamet Ha Kıyamet&rs

Tür : Yerli Edebiyat
Sayfa Sayısı : 160
Cilt Tipi : Ciltsiz
Yayın Tarihi :
Boyut : 13.5 x 19.5
Hamur Tipi : 2. Hamur
ISBN Numarası : 9786052604151
Daha Fazla Yerli Edebiyat
Beğen
23.11.2024 tarihine kadar kargoda

Tükendi

Gelince Haber Ver
Listeye Ekle
Tavsiye Et Tavsiye Et
Yorum Yap Yorum Yap
Fiyat Alarmı Fiyat Alarmı

“Hiçbir kültür ürünü yoktur ki, aynı zamanda bir barbarlık belgesi olmasın” diyordu Walter Benjamin. Milattan önce 700 yılından beri bir medeniyet şehri olagelen İstanbul da işte böyle iki yüzlü bir madalyon: Birinde göz alıcı saraylar, ihtişamlı mabetler, Boğaz sefaları, bayram eğlenceleri, erguvanlar, laleler, derya kuzusu lüferler var; diğerinde savaşlar ve katliamlar, isyanlar ve göç, sömürü ve yoksulluk. İstanbul’un bir Ayasofya’sı var, bir de Ayasofya’nın duvarına ismini kazıyan vandal Viking komutanı Halvdan’ı.
Hakan Sipahioğlu ilk öykü kitabı Kıyamet Ha Kıyamet’te geleneksel hikâye anlatıcılığını politik bir kara mizahla harmanlayarak gündelik hayatın içindeki felaketleri gün yüzüne çıkarıyordu. Beş yıl sonra gelen bu ikinci kitapta el yükseltiyor: Tıpkı anlattığı metropol gibi an be an farklı görünümlere bürünen bir dil ve iğneleyici bir üslubun eşliğinde sınıfsal, cinsel, kentsel, siyasal suçların izini sürüyor bu kez. İstanbul’un işgal yıllarında başlayan gezinti Nişantaşı’nın pahalı restoranlarına, Veliefendi’nin çim pistlerine, Beykoz’un tarihi köşklerine ve Karaköy’ün et pazarlarına kadar uzanırken “güzel İstanbul”u var eden zalimliğin tarihçesini kayda alıyor. 
Şehrin Şeytanları, “güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar” denen İstanbul’un ağlayanlarını biraz gülümsetmek, gülenleriniyse tedirgin etmek adına naçizane bir katkı. Kentin güzelliğine, zenginliğine, zarafetine methiyeler düzen geleneğe karşı “şiddet”li bir protesto.

T-Soft E-Ticaret Sistemleriyle Hazırlanmıştır.