“Kapımı rüzgâra, çatımı bulutlara açtım. Haber gelsin, bana uğramadan gitmesin.”
Bilgin’in en büyük kâbusuydu sayılar. Sayılar ve kendisinden sürekli ‘adına yakışır’ başarılar bekleyen bakışlar. O bakışların karşısında silikleşmek, bir salyangoz gibi kabuğuna çekilmek isterdi Bilgin. Hislerini sadece babaannesi anlıyordu sanki. Bir gün, sınıfına yeni bir çocuk geldi. Savaşı yaşamış, evinden ve ailesinden uzaklara düşmüş, bakışlarıyla hayat dolu Musa. Yanı başındaki ailesinden bile kendini uzakta hisseden Bilgin ile nerede olduğunu bilmediği ailesini her an yanında taşıyabilen Musa’nın dostluğu, hayatlarına bir denge getirebilecek miydi?
Çocuk edebiyatının en sevilen yazarlarından Sevim Ak, kendimizi tanımaya ve sevebilmeye ol
“Kapımı rüzgâra, çatımı bulutlara açtım. Haber gelsin, bana uğramadan gitmesin.”
Bilgin’in en büyük kâbusuydu sayılar. Sayılar ve kendisinden sürekli ‘adına yakışır’ başarılar bekleyen bakışlar. O bakışların karşısında silikleşmek, bir salyangoz gibi kabuğuna çekilmek isterdi Bilgin. Hislerini sadece babaannesi anlıyordu sanki. Bir gün, sınıfına yeni bir çocuk geldi. Savaşı yaşamış, evinden ve ailesinden uzaklara düşmüş, bakışlarıyla hayat dolu Musa. Yanı başındaki ailesinden bile kendini uzakta hisseden Bilgin ile nerede olduğunu bilmediği ailesini her an yanında taşıyabilen Musa’nın dostluğu, hayatlarına bir denge getirebilecek miydi?
Çocuk edebiyatının en sevilen yazarlarından Sevim Ak, kendimizi tanımaya ve sevebilmeye olanak sağlayan sımsıcak arkadaşlıkların öyküsünü anlatıyor romanında. Bir yanda insanları yuvalarından eden savaş gerçeği, diğer yanda ailelerinden gelen beklentilerle yorgun düşen çocuklar ve nesiller arası kırgınlıklar... İhtiyaç duyulan yakınlık sohbetlerde, sorularda, dünü bugünle buluşturan hikâyelerde saklı.