Kaç çeşit insan, kaç çeşit gün batımı, kaç çeşit ayrılık, kaç çeşit gözyaşı, kaç çeşit doğum ve belki de ölüm varsa işte o kadar farklı şiir vardır. Hepimizin içinde söylenmeye hazır, patlayacak bir silah gibi (ki kurşunu namlusuna sürülmüştür) dizeler vardır. Kimi söver, kimi güler, kimi susar.
Susmak nasıl bir şiirdir? Beklemektir işte son dizeyi uydurmak için bir önceki heceye. Saatlerce, günlerce, aylar hatta yıllarca bir şiiri tamamlamaya çalışan şairler var. Ben kendimi bu grupta görmediğimden hızlıca yazıyorum, sonra düzeltirim gibi b
Kaç çeşit insan, kaç çeşit gün batımı, kaç çeşit ayrılık, kaç çeşit gözyaşı, kaç çeşit doğum ve belki de ölüm varsa işte o kadar farklı şiir vardır. Hepimizin içinde söylenmeye hazır, patlayacak bir silah gibi (ki kurşunu namlusuna sürülmüştür) dizeler vardır. Kimi söver, kimi güler, kimi susar.
Susmak nasıl bir şiirdir? Beklemektir işte son dizeyi uydurmak için bir önceki heceye. Saatlerce, günlerce, aylar hatta yıllarca bir şiiri tamamlamaya çalışan şairler var. Ben kendimi bu grupta görmediğimden hızlıca yazıyorum, sonra düzeltirim gibi bir kaygı taşımadan. Bir dakika önceki yaşantımızı nasıl geri alamıyorsak şiir de ağızdan çıktığı gibi yazılmalı. Yaşar gibi kalıpsız, çerçevesiz, uçurtma gibi elinizden kayıp çıkıvermeli.
Hayat ya şiirdir ya değildir.
Sizce?
Şiir sever misiniz?
Hayatı yaşarken gözaltına alınan kelimeleri özgür bıra-kın, şiir yazın. Küçük, az ve sizin olsun…
Tayfun GÜNGÖR