“Böcekleri benim gördüğüm gibi görmenizi istiyorum; güzel, şaşırtıcı, üstün. Onları kaybedersek dünyamız yavaş yavaş çökecek…”
Doğadan ayrı değil, onun bir parçası olarak yaşamayı öğrenmeliyiz. İlk adımı da altı bacaklı küçük dostlarımızla ilgilenerek atabiliriz.
Böcekler besin zincirinin ve gezegenimizin doğal işleyişinin anahtarı olsalar da dünya çapında nüfuslarında endişe verici bir düşüş yaşanmaktadır. Peki, böceklerin hepsi gittiğinde ne olacak?
“Böcekleri benim gördüğüm gibi görmenizi istiyorum; güzel, şaşırtıcı, üstün. Onları kaybedersek dünyamız yavaş yavaş çökecek…”
Doğadan ayrı değil, onun bir parçası olarak yaşamayı öğrenmeliyiz. İlk adımı da altı bacaklı küçük dostlarımızla ilgilenerek atabiliriz.
Böcekler besin zincirinin ve gezegenimizin doğal işleyişinin anahtarı olsalar da dünya çapında nüfuslarında endişe verici bir düşüş yaşanmaktadır. Peki, böceklerin hepsi gittiğinde ne olacak?
Dave Goulson iklim değişikliği, doğa, yaban hayatı ve azalan biyoçeşitlilik arasındaki bağlantıyı araştırarak bunun dünyamız ile üzerinde yaşayanlar için zararlı etkilerini analiz ediyor. Pestisitler, gübreler, ışık kirliliği, istilacı türler ve iklim değişikliği gibi böceklere yönelik tehditleri titizlikle ortaya koyuyor.
Zamanımız azalıyor olsa da böcek popülasyonlarının toparlanması için henüz çok geç değil. Birçok çevre sorunu karşısında kendimizi çaresiz hissetsek de Goulson bizi böcekleri sevmeye teşvik ediyor ve onların yok olmasına karşı koymak için atabileceğimiz basit adımları gösteriyor. Bu, politikada, tarımda, sanayide, evlerimizde ve bahçelerimizde her düzeyde derin bir değişim için güçlü bir çağrıdır.
Sessiz Dünya, kısmen böcekler dünyasına yazılmış bir aşk mektubu, kısmen ağıt, kısmen de daha yeşil bir gezegen için heyecan verici bir manifestodur.