Ey okur! Şık’ın bu cehaletini, bu eblehliğini romancının hayal gücünde vücut bulmuş bir mübalağa olarak kabul etmeyiniz. Ben bu satırları sırf hayalimden yazmıyorum. Modelim görüp işittiğim hakikatlerdir. Bu hakikatlere rastlamamda ben de şüphe ettim. Fakat sağlamasını yaptım. Doğru buldum. Hayal ne kadar hayal olsa yine az çok hakikatten doğar.
“Dönemin sokak hayatının, caddelerinin, mimarisinin, eğlence âleminin ya da ev yaşamının yanı sıra, Hüseyin Rahmi şehrin kozmopolit, çok kültürlü dokusunu ve gündelik yaşama dair daha birçok ayrıntıyı da eserlerinde cömertçe bizimle paylaşır. Konuşma dilini ed
Ey okur! Şık’ın bu cehaletini, bu eblehliğini romancının hayal gücünde vücut bulmuş bir mübalağa olarak kabul etmeyiniz. Ben bu satırları sırf hayalimden yazmıyorum. Modelim görüp işittiğim hakikatlerdir. Bu hakikatlere rastlamamda ben de şüphe ettim. Fakat sağlamasını yaptım. Doğru buldum. Hayal ne kadar hayal olsa yine az çok hakikatten doğar.
“Dönemin sokak hayatının, caddelerinin, mimarisinin, eğlence âleminin ya da ev yaşamının yanı sıra, Hüseyin Rahmi şehrin kozmopolit, çok kültürlü dokusunu ve gündelik yaşama dair daha birçok ayrıntıyı da eserlerinde cömertçe bizimle paylaşır. Konuşma dilini edebiyatta en iyi temsil eden ve bu dilin renklerini metinlerine en ustaca yansıtan yazarlarımızdan olan Hüseyin Rahmi’nin bu üslup özelliğinin örneklerine, ilk romanı olan Şık’ta da sıklıkla rastlamak mümkündür.”
Erkan Irmak
“Kimsin sen çocuğum?”
“Şık yazarı Hüseyin Rahmi…”
"Matbuat Caddesi"ne ilk adımını atan genç Hüseyin Rahmi, Ahmet Midhat Efendi’ye kendini bu şekilde tanıtır. Bu ifade aynı zamanda büyük bir romancının edebiyat dünyasına kendini takdimidir.
Yazarın ilk romanı olan Şık, kitabın önsözünde de ifade edildiği gibi daha sonraki birçok başyapıtın işaretlerini de taşımaktadır. 19. yüzyıl sonu İstanbul’unun, Beyoğlu’sunun birçok rengini önümüze seren bu küçük roman, ibretlik ve eğlenceli hikâyesiyle her dönemde okunmayı hak ediyor.