DIEGO: Susmak haksızlık karşısında, kaybetmek demektir zeytin ekmeği ve yaşama hakkını! Ekmeğinize sahip çıkmak için dahi yenmeye mecbursunuz bugün korkunuzu! Uyan ey İspanya, uyan artık!
Cádiz şehri kaderini tayin ediyor. Korku ve zulümle vücut bulmuş veba şehrin kapılarına dayanmışken, Cádiz halkı bir seçim yapmak zorunda: Korkuya, baskıya karşı isyan etmek ya da kadere, iktidara boyun eğmek.
Albert Camus'nün 1948 yılında, Veba romanından bir yıl sonra kaleme aldığı Sıkıyönetim, imgesel kurgusu, şiirsel dili, gerçeküstü evreniyle Camus edebiyatında ayrı bir yere sahiptir. Veba, Camus'nün sahnesinde, Cádiz şehrine egemen olmak isteyen bir zorba, insanların korkularından istifade etmeye çalışan bir fırsatçı olarak karşımıza çıkar. Eski mutlu günlerini geride bırakan Cádiz halkı, İkinci Dünya Savaşı'nın zulmünü, çaresizliğini ve çürümüşlüğünü tecrübe edecektir. Korkularıyla yüzleşmeyi, ahlaki değerlerini ve inançlarını sorgulamayı tercih eden Cádiz'li Diego, kimi zaman insani zaaflarına, öfkesine ve umutsuzluğuna teslim olsa da, insana duyduğu aşk uğruna mutlak başkaldırıdan vazgeçmeyecek, vebaya ve ölüme karşı bir halk isyanı başlatacaktır. Vebanın kurduğu sıkıyönetim düzeni, Cádiz halkının korkularıyla beslenerek giderek kuvvet kazanırken, vebayı şehirden uzaklaştıracak rüzgâr, esmek için insanların yüreğinde korkunun dinmesini beklemektedir.
Albert Camus'nün bütün oyunları Can Yayınları'nda.