“Kitabın adı bile tuhaf karizmasından etkilenmemiz için yeterli.” –Alan Moore
Tuhaf kurgunun bayraktarlarından William Hope Hodgson, Lovecraft’tan Neil Gaiman’a, Clark Ashton Smith’ten Terry Pratchett’a, Alan Moore’dan Guillermo del Toro’ya kadar birçok ustayı etkilemiş, “kozmik dehşet” türünde öncülük yapmış bir isim. Yazarın en önemli eseri olarak kabul edilen, bilimkurgunun, gotiğin ve fantastiğin iç içe geçtiği tekinsiz bir öyküye sahip olan Sınırdaki Ev, her zaman “sınırlar”la ilgilenen korku edebiyatının bize tuttuğu aynalardan biri.
Yolları İrlanda’nın
“Kitabın adı bile tuhaf karizmasından etkilenmemiz için yeterli.” –Alan Moore
Tuhaf kurgunun bayraktarlarından William Hope Hodgson, Lovecraft’tan Neil Gaiman’a, Clark Ashton Smith’ten Terry Pratchett’a, Alan Moore’dan Guillermo del Toro’ya kadar birçok ustayı etkilemiş, “kozmik dehşet” türünde öncülük yapmış bir isim. Yazarın en önemli eseri olarak kabul edilen, bilimkurgunun, gotiğin ve fantastiğin iç içe geçtiği tekinsiz bir öyküye sahip olan Sınırdaki Ev, her zaman “sınırlar”la ilgilenen korku edebiyatının bize tuttuğu aynalardan biri.
Yolları İrlanda’nın batısındaki ıssız bir köye düşen iki arkadaş, tuhaf ve korkunç yıkıntıların arasında gizemli bir kitap bulup okumaya başlar. Sınırdaki Ev başlığını taşıyan bu elyazması, kız kardeşi ve köpeğiyle birlikte yaşayan bir münzevinin dehşet verici anılarıyla doludur.
Zihnin kepenkleri kalkıyor…