Ataol Behramoğlu 4 Ekim 2003 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan köşe yazısında, 3 Kasım 2002 tarihinde iktidar oluşlarının üzerinden henüz 1 yıl bile geçmemişken, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarına “sivil darbe” tanısını koymuştu.
Bu tanı bir sanat insanının gözlem ve sezgilerinin sonucu olduğu kadar, ülkesinin sorunları üzerine bir toplum bilimci titizliği ile düşünüp araştıran seçkin bir aydının araştırıcı zekâsı ve sorumluluk bilincinin de ürünüdür.
Aradan geçen zaman bu tanıyı ne yazık ki fazlasıyla haklı çıkarmıştır.
“Sivil Darbe” bir yazılar toplamı olmanın çok ötesinde; dil ustalığıyla, mizah duygusunun da eksik olmadığı gerçekçi ve eleştirici bir akılla, yanlışı acımasızca suçlayıp yererken doğrunun
Ataol Behramoğlu 4 Ekim 2003 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’nde yayınlanan köşe yazısında, 3 Kasım 2002 tarihinde iktidar oluşlarının üzerinden henüz 1 yıl bile geçmemişken, Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarına “sivil darbe” tanısını koymuştu.
Bu tanı bir sanat insanının gözlem ve sezgilerinin sonucu olduğu kadar, ülkesinin sorunları üzerine bir toplum bilimci titizliği ile düşünüp araştıran seçkin bir aydının araştırıcı zekâsı ve sorumluluk bilincinin de ürünüdür.
Aradan geçen zaman bu tanıyı ne yazık ki fazlasıyla haklı çıkarmıştır.
“Sivil Darbe” bir yazılar toplamı olmanın çok ötesinde; dil ustalığıyla, mizah duygusunun da eksik olmadığı gerçekçi ve eleştirici bir akılla, yanlışı acımasızca suçlayıp yererken doğrunun yönünü de gösterip öneren bir aydınlanma ve yurttaşlık bilinciyle örülmüş, hem toplum-bilimsel hem yazınsal bir başyapıttır.
2002’den günümüze ülkemizin, akıcı bir anlatımla dile getirilmiş bu yakın ve güncel tarihini sunmakla onur duyuyoruz.