“Eğer Sade var olmasaydı, onu icat etmemiz gerekirdi.” –Georges Bataille
Sıradışı hayatı ve sivri fikirleriyle ünlü Marquis de Sade’ın en tartışmalı ve en sert eseri sayılan, Pier Paolo Pasolini tarafından 1975’te sinemaya uyarlandığında içerdiği şiddet ve sadizm öğeleri sebebiyle oldukça tepki çeken ve yönetmenin öldürülmesinde payı olduğu iddia edilen Sodom’un 120 Günü, 1785’te yazıldı ve ancak 1904’te yayımlanabildi.
Eserde Sade bir kış mevsiminde zevk ve acıyı, tahakküm ve teslimi tatmak için ormanın kalbindeki, gözlerden uzak bir kalede bir araya gelen dört zengin libertinin hikâyesini anlatıyor. Pek çoklarınca Sade’ın başyapıtı olarak kabul edilen bu dehşet verici ve bednam metin, yüzyıllar sonra bile edebiyatçıları, fi
“Eğer Sade var olmasaydı, onu icat etmemiz gerekirdi.” –Georges Bataille
Sıradışı hayatı ve sivri fikirleriyle ünlü Marquis de Sade’ın en tartışmalı ve en sert eseri sayılan, Pier Paolo Pasolini tarafından 1975’te sinemaya uyarlandığında içerdiği şiddet ve sadizm öğeleri sebebiyle oldukça tepki çeken ve yönetmenin öldürülmesinde payı olduğu iddia edilen Sodom’un 120 Günü, 1785’te yazıldı ve ancak 1904’te yayımlanabildi.
Eserde Sade bir kış mevsiminde zevk ve acıyı, tahakküm ve teslimi tatmak için ormanın kalbindeki, gözlerden uzak bir kalede bir araya gelen dört zengin libertinin hikâyesini anlatıyor. Pek çoklarınca Sade’ın başyapıtı olarak kabul edilen bu dehşet verici ve bednam metin, yüzyıllar sonra bile edebiyatçıları, filozofları, sanatçıları etkilemeye devam ediyor.