"No Logo" adlı kitabıyla bütün dünyada adından söz ettiren Naomi Klein‘a göre, küresel çaptaki serbest piyasanın zafere demokratik araçlarla ulaştığı düşüncesi bir safsatadan ibarettir. Üstelik, ‘şok terapisi‘ doktrinine uygun şokların uygulanmasının hemen ardından, toplumların hızla büyük çokuluslu şirketlerin çıkarları doğrultusunda sil baştan düzenlenmesini gerektiren felaket kapitalizmi macerası aslında hiç de 11 Eylül 2001‘le başlamamıştır.Klein bu politikanın izlerini çok gerilere, elli yıl önce Chicago Üniversitesi‘nin iktisat bölümünün Milton Friedman‘ın y&oum
"No Logo" adlı kitabıyla bütün dünyada adından söz ettiren Naomi Klein‘a göre, küresel çaptaki serbest piyasanın zafere demokratik araçlarla ulaştığı düşüncesi bir safsatadan ibarettir. Üstelik, ‘şok terapisi‘ doktrinine uygun şokların uygulanmasının hemen ardından, toplumların hızla büyük çokuluslu şirketlerin çıkarları doğrultusunda sil baştan düzenlenmesini gerektiren felaket kapitalizmi macerası aslında hiç de 11 Eylül 2001‘le başlamamıştır.Klein bu politikanın izlerini çok gerilere, elli yıl önce Chicago Üniversitesi‘nin iktisat bölümünün Milton Friedman‘ın yönetiminde olduğu zamana kadar sürer. Friedman‘ın ve Chicago Okulu iktisadının görüşleri doğrultusunda, ekonomik politikalar ve ‘şok ve dehşet‘ salan savaşlar ile 1950‘lerde CIA‘in finanse ettiği üstü örtülü elektroşok ve duyusal yoksunlaştırma deneyleri arasında doğrudan bir bağ vardır ve bu bağ günümüzde Guantanamo Körfezi‘ndeki ‘hukuk-dışı‘ hapishanelere kadar devam ettirilmiştir.Naomi Klein‘ın bu kitabı, Şili‘deki 1973 Pinochet darbesinden 1989‘da Çin‘de Tiananmen Meydanı katliamına ve 1991‘de Sovyetler Birliği‘nin dağılışına kadar dünyanın manzarasını değiştiren olaylarda şok doktrini yönteminin nasıl uygulandığını ve ‘büyük şirketlerin çıkarlarını kollayan‘ yeni kapitalizm modelinin dünya halkları adına nasıl bir yıkım ve yoksulluğa yol açtığını takip etmek bakımından eşsiz bir kaynaktır.