Irmak Zileli bu romanında genç bir kadının ölüme giderkenki son birkaç dakikasından hareketle, geriye doğru hayatlar ve kuşaklar boyunca aktarılan bakışların izini sürüyor. Aynı zamanda insanın hayata, geçmişe, kendi varlığına ya da yokluğuna yönelen bir bakış bu...
Son Bakış yabancılığın ve dilsizliğin nasıl bir şey olduğunu anlamanın ve anlatabilmenin yolunu arayan bir roman. Bu nedenle de evvela dille uğraşan, dilin kendisini romanın meselesi yapan bir metin. Türkiye’ye kaçak yollardan girmiş, girerken biricik sevgilisi Kaveh’i yitirmiş Tina’nın iç sesi okuru yanına çağırıyor. Son yolculuğunda ona eşlik edilmesini bekliyor.
Hem yakarış, hem hesaplaşma olarak okunabilecek Son Bakış, Irmak Zileli’nin edebiyatta açtığı hattı
Irmak Zileli bu romanında genç bir kadının ölüme giderkenki son birkaç dakikasından hareketle, geriye doğru hayatlar ve kuşaklar boyunca aktarılan bakışların izini sürüyor. Aynı zamanda insanın hayata, geçmişe, kendi varlığına ya da yokluğuna yönelen bir bakış bu...
Son Bakış yabancılığın ve dilsizliğin nasıl bir şey olduğunu anlamanın ve anlatabilmenin yolunu arayan bir roman. Bu nedenle de evvela dille uğraşan, dilin kendisini romanın meselesi yapan bir metin. Türkiye’ye kaçak yollardan girmiş, girerken biricik sevgilisi Kaveh’i yitirmiş Tina’nın iç sesi okuru yanına çağırıyor. Son yolculuğunda ona eşlik edilmesini bekliyor.
Hem yakarış, hem hesaplaşma olarak okunabilecek Son Bakış, Irmak Zileli’nin edebiyatta açtığı hattı derinleştiriyor.
“Ah insan zihni nasıl da kaydedemiyor aslında hiçbir şeyi olduğu gibi, çünkü sonradan ekliyorsun kendi bakışını onunkine, sonraki bakış diye bir şey de var aslında, hiçbir bakış son olarak kalmıyor, kendi son bakışının üstüne ister istemez yenisinin gölgesi düşüyor.”