Bildiğimiz dünya artık yok. Yirmi kişi bir otelde kapana kısılmış¸. İçlerinden biri katil.
Nükleer saldırılar dünyanın sonunu getirdiğinde tarihçi Jon Keller İsviçre’deydi. Uygarlık yavaş¸ yavaş¸ karanlığa gömülürken o da eşi ile iki çocuğunun iyi olup olmadığını merak ediyordu ama bunu öğrenme fırsatını kaçırmıştı. Jon’un kaldığı otelde hayatta kalanların sayısı yirmiydi. Şehirden uzaktalardı ve bekleyip hayatta kalmaya çalışmaktan başka yapacak bir şeyleri yoktu. Derken bir ceset bulundu; anlaşılan o ki bu yirmi kişiden biri cinayet işlemişti.
“Karanlık, özgün ve ilgi uyandırıcı.”
-C.J. Tudor, Çöp Adam’ın yazarı
“Eşi benzeri görülmemiş¸, ürpertici bir kitap.”
-Emily St. John Mandel, İstasyon On Bir’in yazar
Bildiğimiz dünya artık yok. Yirmi kişi bir otelde kapana kısılmış¸. İçlerinden biri katil.
Nükleer saldırılar dünyanın sonunu getirdiğinde tarihçi Jon Keller İsviçre’deydi. Uygarlık yavaş¸ yavaş¸ karanlığa gömülürken o da eşi ile iki çocuğunun iyi olup olmadığını merak ediyordu ama bunu öğrenme fırsatını kaçırmıştı. Jon’un kaldığı otelde hayatta kalanların sayısı yirmiydi. Şehirden uzaktalardı ve bekleyip hayatta kalmaya çalışmaktan başka yapacak bir şeyleri yoktu. Derken bir ceset bulundu; anlaşılan o ki bu yirmi kişiden biri cinayet işlemişti.
“Karanlık, özgün ve ilgi uyandırıcı.”
-C.J. Tudor, Çöp Adam’ın yazarı
“Eşi benzeri görülmemiş¸, ürpertici bir kitap.”
-Emily St. John Mandel, İstasyon On Bir’in yazarı
Netflix uyarlamasını da izleyeceğimiz Sonuncular romanıyla hatırı sayılır okur kitlesine ulaşan Hanna Jameson , polisiye, psikolojik gerilim ve distopyanın kesiştiği sürükleyici bir macera sunuyor.