İnsanın kendisinden olarak gördüklerine karşı fazla iyi ve fedakârca, öteki olarak
gördüklerine karşı ise acımasızca davranışlarının temelinde, insan doğasında kabile içgüdüsünün şekillenmesine neden olan evrimsel süreçlerin rolü var. Kabile içgüdüsü, grup seçilimiyle şekilleniyor.
Doğal seçilim ile evrim kuramını sadece bireysel seçilim olarak yorumladığımızda açıklayamadığımız fedakârlık gibi davranışları ancak bu bakış açısıyla anlayabiliyoruz.
İnsanın kendisinden olarak gördüklerine karşı fazla iyi ve fedakârca, öteki olarak
gördüklerine karşı ise acımasızca davranışlarının temelinde, insan doğasında kabile içgüdüsünün şekillenmesine neden olan evrimsel süreçlerin rolü var. Kabile içgüdüsü, grup seçilimiyle şekilleniyor.
Doğal seçilim ile evrim kuramını sadece bireysel seçilim olarak yorumladığımızda açıklayamadığımız fedakârlık gibi davranışları ancak bu bakış açısıyla anlayabiliyoruz.
Sosyal içgüdülerin etkisiyle ortaya çıkan sevgi, aşk, ahlak, fedakârlık, bağlanma, inanma ve ötekileştirme gibi davranış şekillerini açıklamak için gittikçe artan bir şekilde fen bilimlerinden yararlanıyoruz. Bu konuda biyokimya ve genetik gibi alanların yanı sıra ileri fonksiyonel beyin görüntüleme yöntemleriyle yapılan araştırmalar da bize ışık tutuyor.
Bu kitap, canlılar dünyasındaki sosyalleşme örneklerini de göz önünde tutarak insanın sosyal evrimini anlatıyor. Evrimsel bakış açısının sadece biyolojik bilimlerin değil, sosyal bilimlerin temelinde de önemli bir yeri olduğunu unutmayarak
evrimsel perspektiften bakıldığında, insan davranışını açıklama ve anlamlandırabilmenin mümkün olduğunu gösteriyor.