Yirmi sekiz yaşındayım ve Rennes’e vardığımda bütün eşyam Fransızca üç sözcükten ibaret: Jean, Paul ve Sartre.
Yayınevimizin ilk kitabı Hıdırellez’in yazarı Velibor Çoliç Sürgün Rehberi’nde Balkanlar’ın kalbindeki savaştan kaçtıktan sonra 1992-2000 yılları arasında yeni bir hayat kurmak için verdiği mücadeleye odaklanıyor.
Bosna Ordusu’ndan firar etmesinin ardından beş parasız ve kimsesiz bir şekilde Rennes’e varan Çoliç kendini bir mülteci kampında bulur. Rennes’den sonra Budapeşte’ye ve ardından Prag’a geçen Çoliç en nihayeti
Yirmi sekiz yaşındayım ve Rennes’e vardığımda bütün eşyam Fransızca üç sözcükten ibaret: Jean, Paul ve Sartre.
Yayınevimizin ilk kitabı Hıdırellez’in yazarı Velibor Çoliç Sürgün Rehberi’nde Balkanlar’ın kalbindeki savaştan kaçtıktan sonra 1992-2000 yılları arasında yeni bir hayat kurmak için verdiği mücadeleye odaklanıyor.
Bosna Ordusu’ndan firar etmesinin ardından beş parasız ve kimsesiz bir şekilde Rennes’e varan Çoliç kendini bir mülteci kampında bulur. Rennes’den sonra Budapeşte’ye ve ardından Prag’a geçen Çoliç en nihayetinde Yazarlar Meclisi’nin davetlisi olarak Strasbourg’da yeni bir adres edinir. Ülkesi Yugoslavya’da üç kitabı yayımlanmış bir yazar olan Çoliç ayakta kalabilmek için yine en iyi bildiği şeye, edebiyata tutunur. Sürgün Rehberi sadece bir savaştan kaçış öyküsü değil, aynı zamanda kültürler arası köprüler kurma ve insan ruhunun direnci üzerine bir tefekkür. Çoliç her birimizin içinde taşıdığı sürgünü, kaybı ve umudu, kendine özgü ironik ve mizahî üslubuyla anlatıyor.
Sürgün Rehberi boyunca kayıplar, aşk, yalnızlık ve müziği kişisel yolculuğunun temel unsurları olarak öne çıkaran Çoliç, aynı zamanda savaşın sadece fiziksel değil, ruhsal yıkımlarıyla da yüzleşmek zorunda kalan tüm insanların yaşadıklarına da ayna tutuyor.