Tarih şuuru, milletlerin hareket hatlarını tayine yarayan bir millî savunma silâhıdır. Hangi milletten düşmanlık gelmiştir? Hangi rejim faydalı veya tehlikelidir? Ne türlü şahıslar iyilik ve kötülük edebilir? İşte bütün bunların cevabını tarih şuuru verir.
Türk milleti, aşağı yukarı binlerce yıllık mazisine rağmen çok genç milletlerdendir. Bu yüzden tarih şuuru olgunlaşamayan Türk milletine, bu şuuru tamamıyla kaybettirmek için düşmanları tarafından yapılan telkinler, yani zehir sunmalar pek çoktur. Ecdadı ve kanı ile bu toprağa bağlı olan normal bir insan, şahsî düşünceleri ne olursa olsun, topluluktan ne derece ay
Tarih şuuru, milletlerin hareket hatlarını tayine yarayan bir millî savunma silâhıdır. Hangi milletten düşmanlık gelmiştir? Hangi rejim faydalı veya tehlikelidir? Ne türlü şahıslar iyilik ve kötülük edebilir? İşte bütün bunların cevabını tarih şuuru verir.
Türk milleti, aşağı yukarı binlerce yıllık mazisine rağmen çok genç milletlerdendir. Bu yüzden tarih şuuru olgunlaşamayan Türk milletine, bu şuuru tamamıyla kaybettirmek için düşmanları tarafından yapılan telkinler, yani zehir sunmalar pek çoktur. Ecdadı ve kanı ile bu toprağa bağlı olan normal bir insan, şahsî düşünceleri ne olursa olsun, topluluktan ne derece ayrı düşünürse düşünsün, fedakârlık edemeyeceği bazı sınırlara, mukaddes bildiği değerlere sahiptir. Böyle bir insan yurt topraklarından en küçük parçayı bile yabancılara bırakmayı düşünemez. Bir takım dolambaçlı yollarla, milletin mukaddes tanıdığı şeylerin aleyhinde bulunamaz. Tarihî düşmanımız olan milletlerle dost olmaktan bahsedemez. Milletimiz üzerinde yabancı bir devletin hâkimiyetini aklına bile getiremez. Getirirse ya anormal bir çılgındır, ya satılmış bir haindir veya bizden olmayan bir yabancıdır. Bunların üçü de bir kapıya çıkar.