“Okuyucularımıza sunduğumuz bu kitap, adından da anlaşılabileceği gibi, tasavvuftan dilimize geçen deyimleri ve atasözlerini tespit etmektedir. Bu deyimlerin, bu sözlerin bazıları tasavvufi inançlara, o inançlardan doğan âdetlere, geleneklere dayanıyor; bazılarıysa tarihi olayları canlandırmakta. Fıkralardan meydana gelenleri var yahut o fıkralar bu sözlerle örülmüş, bunlardan uydurulmuş. Fakat günümüze kadar gelenleri, günümüzde bile söylenenleri mevcut. İçlerinde insanlığı, insani seciyyeyi belirtenleri, kula kul olmamayı öğütleyenleri, hür yaşayışı dile getirenleri var; ayetlerin, hadisle
“Okuyucularımıza sunduğumuz bu kitap, adından da anlaşılabileceği gibi, tasavvuftan dilimize geçen deyimleri ve atasözlerini tespit etmektedir. Bu deyimlerin, bu sözlerin bazıları tasavvufi inançlara, o inançlardan doğan âdetlere, geleneklere dayanıyor; bazılarıysa tarihi olayları canlandırmakta. Fıkralardan meydana gelenleri var yahut o fıkralar bu sözlerle örülmüş, bunlardan uydurulmuş. Fakat günümüze kadar gelenleri, günümüzde bile söylenenleri mevcut. İçlerinde insanlığı, insani seciyyeyi belirtenleri, kula kul olmamayı öğütleyenleri, hür yaşayışı dile getirenleri var; ayetlerin, hadislerin meallerini verenleri var; aşırı Batıni inançlarla, asılsız hatta akla-dine aykırı hayallerle yoğrulanları var. Bu son bölüme girenleri de, ‘Nakl-i küfr, küfr değildir,’ diyerek aldık...
Dil değişiyor; üzülsek de, istemesek de bu oluyor ve olacak; fakat dünün yazıları da belki anlaşılmayacak, bunların tesbiti gerek. Kültürümüze bu kitapla bir hizmette bulunduğumuza inanıyoruz; umarız ki okuyucularımız da bu inancımızı gerçeklerler.”
Abdülbâki Gölpınarlı
18.12.1976