Günümüzde kaliteli ve verimli yaşam, ne yazık ki sadece fazla performans ve fazla tüketim anlamına geliyor. İnsanların durmadan ürettiği ve aynı hızla tükettiği mekanik bir yaşam biçiminin propagandası yapılıyor. Hayatı yalnızca iş ve performans açısından değerlendiren bu yaklaşımı eleştiren Byung-Chul Han ise Tefekkür Yaşamı’nda, iyi bir yaşamı temsil edenin tam da hiçbir şey üretmeyen “eylemsizlik” olduğunu unuttuğumuz gerçeğini bizlere hatırlatıyor. Ona göre insanı insan yapan esas şey, onun eylemsizliğidir. Sadece uyaran ve tepki, ihtiyaç ve tatmin, sorun ve çözüm, amaç ve eylem temelli bir yaşamı çıplak hayvan ya
Günümüzde kaliteli ve verimli yaşam, ne yazık ki sadece fazla performans ve fazla tüketim anlamına geliyor. İnsanların durmadan ürettiği ve aynı hızla tükettiği mekanik bir yaşam biçiminin propagandası yapılıyor. Hayatı yalnızca iş ve performans açısından değerlendiren bu yaklaşımı eleştiren Byung-Chul Han ise Tefekkür Yaşamı’nda, iyi bir yaşamı temsil edenin tam da hiçbir şey üretmeyen “eylemsizlik” olduğunu unuttuğumuz gerçeğini bizlere hatırlatıyor. Ona göre insanı insan yapan esas şey, onun eylemsizliğidir. Sadece uyaran ve tepki, ihtiyaç ve tatmin, sorun ve çözüm, amaç ve eylem temelli bir yaşamı çıplak hayvan yaşamına benzeten Chul Han, hayatta kalma kaygısının ve salt yaşama zorluğunun bittiği noktada gerçek insan yaşamının başladığını öne sürüyor.
Eylemsizliğin kendi mantığı, kendi dili, kendi zamansallığı, kendi mimarisi, kendi görkemi, hatta kendi büyüsü olduğunu savunan Chul Han, toplumumuzdaki mevcut krizin çok farklı bir yaşam
tarzını gerektirdiğini göstererek, dur durak bilmeyen faaliyetlerimize bir son vermemizi ve tam da duraklama anlarında gerçekleşen bu sihre hayatlarımızda yer açmamızı istiyor.
Byung-Chul Han bu kez, hareketsiz kalma sanatına bir övgü niteliğindeki Tefekkür Yaşamı ile Ketebe’de okurlarıyla buluşuyor.