Walter Benjamin’in Paris’te sürgünde olduğu dönemde yazdığı Teknik Olarak Yeniden Üretilebilirlik Çağında Sanat Eseri ilk olarak 1936’da kısaltılmış Fransızca çevirisiyle yayımlandı. Benjamin’in “materyalizmin adına layık ilk sanat kuramı” olarak tanımladığı bu metin, 60’lı ve 70’li yıllarda yeniden keşfedildi. 80’lerden beri de modern kültür ve medya teorilerinin temel metinlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Benjamin bu denemesinde, sanatın ve sanatın alımlanışının, özellikle fotoğraf ve filmin gelişimiyle kaçınılmaz olarak dönüşüm geçirdiğini, kitlesel yeniden üretim olanaklarının a
Walter Benjamin’in Paris’te sürgünde olduğu dönemde yazdığı Teknik Olarak Yeniden Üretilebilirlik Çağında Sanat Eseri ilk olarak 1936’da kısaltılmış Fransızca çevirisiyle yayımlandı. Benjamin’in “materyalizmin adına layık ilk sanat kuramı” olarak tanımladığı bu metin, 60’lı ve 70’li yıllarda yeniden keşfedildi. 80’lerden beri de modern kültür ve medya teorilerinin temel metinlerinden biri olarak kabul ediliyor.
Benjamin bu denemesinde, sanatın ve sanatın alımlanışının, özellikle fotoğraf ve filmin gelişimiyle kaçınılmaz olarak dönüşüm geçirdiğini, kitlesel yeniden üretim olanaklarının artmasıyla sanat eserinin “aura”sını, özgünlüğünü ve kültürel otoritesini yitirdiğini savunuyor. Yeniden üretilebilirlik sayesinde oluşan kolektif estetik, bir yandan toplumsal özgürleşme yolunda gelişim olanağı sunarken diğer yandan faşizmin yükselişinden de anlaşılacağı gibi siyasetin güdümüne girme tehlikesini de içinde barındırıyor.