Bir taraftan sadece XIX. Yüzyılın değil, tüm dünya edebiyatının en güçlü kalemlerinden Leo Tolstoy; diğer taraftan verdiği bağımsızlık mücadelesi ve kimlik kavgası ile birçok millete örnek olmuş unutulmaz Mahatma Gandhi. Bu iki mümtaz kişilik arasındaki saygı dolu sağlam dostluk, yazışmalara dökülmüş ve karşılıklı teati edilen mektuplarla daha da pekişmiştir. Mektupların içeriğinin ve tarihî değerinin yanı sıra, birbirlerine olan hitap şekilleri de bu iki zâtın ne kadar zarif ve erdemli olduklarını ortaya koymaktadır. Gandhi, büyük bir tevazu örneği gösterip Tolstoy’a “İtaatkâr hizmetkârınız” diye hita
Bir taraftan sadece XIX. Yüzyılın değil, tüm dünya edebiyatının en güçlü kalemlerinden Leo Tolstoy; diğer taraftan verdiği bağımsızlık mücadelesi ve kimlik kavgası ile birçok millete örnek olmuş unutulmaz Mahatma Gandhi. Bu iki mümtaz kişilik arasındaki saygı dolu sağlam dostluk, yazışmalara dökülmüş ve karşılıklı teati edilen mektuplarla daha da pekişmiştir. Mektupların içeriğinin ve tarihî değerinin yanı sıra, birbirlerine olan hitap şekilleri de bu iki zâtın ne kadar zarif ve erdemli olduklarını ortaya koymaktadır. Gandhi, büyük bir tevazu örneği gösterip Tolstoy’a “İtaatkâr hizmetkârınız” diye hitap ederken Tolstoy da kendisine “Saygıdeğer Beyefendi, Saygıdeğer Arkadaşım,” diye karşılık vermektedir.
Bu mektuplar, yaşam tarzları, güçlü kişilikleri ve taviz vermeyen ilkeleri ile zaten tanıdığımız Tolstoy ve Gandhi’nin kişilik ve karakterlerini daha iyi anlamamız açısından önemlidir. Gandhi’nin zaten bilinen alçakgönüllü yapısı, bu mektuplar sayesinde daha da belirginleşmiş ve onun kaba kuvvete karşı ilkeli ve mücadeleci kişiliği artık yadsınamaz bir hale gelmiştir. Ayrıca her iki şahsiyetin de sevgi, iyilik ve eğitim yoluyla başarıya ve mutluluğa ulaşma gayeleri yine bu mektuplar sayesinde daha iyi anlaşılmaktadır. Kendi din ve inançlarına sıkı sıkıya bağlı olmakla birlikte diğer din mensuplarına saygılı olmayı gerekli görmeleri de apaçık görülmektedir. Mektuplar, o gün yaşanan siyasî gelişmeler, sömürgecilik, köleleştirme başta olmak üzere çok sayıda sosyal konuya değinmesi açısından önemlidir.
Gerek tarihî ve gerekse edebî değeri olan bu yazışmaların, birçok dile vakıf, nice telif ve tercümelere imza atmış, güçlü kalem Sevda BEYTAŞ Hanımefendi tarafından çevrilmesi; onun kendine özgü ifadelerle dilimize kazandırılmış olması takdire şayandır. Bu çeviri, hem çok değerli bir eserin Türkçe’ye kazandırılmış olması hem de usta ve yetkin elden çıkmış olması itibarıyla büyük bir kazançtır.