20. yüzyıl tarihini diğer asırlarınkinden ayıran en önemli izler; dünya savaşları, siyasal devrimler, imparatorluklardan ulus devletlere geçişler, kültürel alt üst oluşlar, toplumsal çatışmalar, iktisadi düzenler ve düzensizlikler ve tüm bunların etrafında oluşan modern kültürel bir hayat içerisinde sürülür. Eric Hobsbawm, bu yüzyıl boyunca sayılan değişimlere adeta ilk elden tanık olan, kişisel olarak değişimlerin insanlar üzerindeki etkilerini bizatihi yaşamış önemli Marksist tarihçilerden biridir. Tuhaf Zamanlar Viyana dan Berlin e, Londra dan São Paulo ya, Moskova dan Küba ya, Manhattan dan Brezilya sokaklarına sadece kitaplarda yer alan büyük olayların küçük kahramanları olarak değil, olayların fiili kahramanları olarak yer almış insanların hikâyelerini büyük bir tarihçinin hayatına dahil ediyor. İspanya İç Savaşı ndan LSE ye, caz kulüplerinden müzisyenlere, Komünist Partiler den İngiliz Marksist Tarihçileri ne, faşizmden demokrasiye, sokaklardan üniversite anfilerine uzun ve dolu dolu yaşanmış bir hayatın mahir bir tarihçinin kaleminde nasıl bir araya geldiğine şaşıracak, Hobsbawm un yaşam öyküsünü zevkle okuyacaksınız.
Önsözden
"...Bu kitap, yazarının bir resmi savunması niteliğinde değil. 20. yüzyılı anlamak istemiyorsanız, kendi kendini aklayanların, kendisinin avukatlığına soyunanların ya da tam tersi nedamet getiren günahkârların otobiyografilerini okuyun. Bunların hepsi de ölüm nedenini bizzat cesedin araştırdığı otopsilerdir. Bir aydının otobiyografisi düşüncelerini, eylemlerini, duruşunu içermeli ama bir savunma dosyası olmamalıdır. Ömür boyu komünizme bağlı kalan, sıradışı Marksist teorisyen Hobsbawm la ilgilenenler ve gazetecilerin sıklıkla sorduğu sorular içinsanırım bu kitap yanıtlar içeriyor. Gerçi hedefim bunları yanıtlamak değildi. Tarih, siyasî hayatımı yargılayacaktır ki zaten bunu doyurucu bir şekilde yerine getirmiştir- ve okurlar da kitaplarımı değerlendirecektir. Peşinde olduğum tarihsel idraktır, onaylanmak, hemfikirlik ya da duygudaşlık değil..."