Kapitalizmi ve burjuva devlet iktidarını savunan şoven milliyetçi ve din istismarcısı yazar ve akademisyenler, sömürü sisteminin devamı için baskı politikalarını desteklemenin yanı sıra önyargıların, gelenek ve alışkanlıkların etkisini diri tutmaya çalışırken, eleştirel liberaller, "daha adil bölüşüm" ve "demokratikleşme"yi sorun çözücü göstermektedir. İlerici demokrat ve Marksizmden etkilenen yazar ve akademisyenler ise Türkiye'nin son on yıllarda "sert kırılmalar”a sahne olduğunu belirterek "siyasal otoriterleşme"ye dikkat çekiyor ve buna karşı mücadeleci bir tutumun önemini işaret ediyorlar.
Kapitalizmi ve burjuva devlet iktidarını savunan şoven milliyetçi ve din istismarcısı yazar ve akademisyenler, sömürü sisteminin devamı için baskı politikalarını desteklemenin yanı sıra önyargıların, gelenek ve alışkanlıkların etkisini diri tutmaya çalışırken, eleştirel liberaller, "daha adil bölüşüm" ve "demokratikleşme"yi sorun çözücü göstermektedir. İlerici demokrat ve Marksizmden etkilenen yazar ve akademisyenler ise Türkiye'nin son on yıllarda "sert kırılmalar”a sahne olduğunu belirterek "siyasal otoriterleşme"ye dikkat çekiyor ve buna karşı mücadeleci bir tutumun önemini işaret ediyorlar.
Bu çalışma, "yeni bir tarih yazımı" iddiası taşımıyor. Ancak milliyetçi ve liberal tarih yazıcılığının üstünü örttüğü devlet toplum ve toplumsal sınıflar ilişkisinin tarihsel süreçteki gelişimi ve değişimi gibi daha sınırlı ve dar bir alanda kalarak bu gelişmelerin bazı etkenlerini konu edinmesine rağmen, bağlantılarının kaçınılmaz kıldığı oranda burjuva tarih yazımının "Türk versiyonu"yla sınırlı bir hesaplaşmayı da içeriyor.