Hey gidi zamane hey… Bu Murat neydi bir vakitler… Galata memleketinde, İstanbul’da, Eyüp’te, Üsküdar’da namı söylenirdi. Semai kahvelerinde onun gibi destan söyleyen, mâni düzen yoktu. Çok cesurdu. Ama en ufak, en ehemmiyetsiz şeyi derin derin düşünür, derin derin hesap ederdi. Onun için “ödlek” lakabını almıştı. Hiç hapse girmemiş, ömründe bir defacık olsun karakola çağrılmamıştı. Namuslu kabadayılardandı.
Edebiyatımızda “hikâye”si olan hikâyecilerimizin en eskilerinden ve en çok okunanlarından olan Ömer Seyfettin, T&uum
Hey gidi zamane hey… Bu Murat neydi bir vakitler… Galata memleketinde, İstanbul’da, Eyüp’te, Üsküdar’da namı söylenirdi. Semai kahvelerinde onun gibi destan söyleyen, mâni düzen yoktu. Çok cesurdu. Ama en ufak, en ehemmiyetsiz şeyi derin derin düşünür, derin derin hesap ederdi. Onun için “ödlek” lakabını almıştı. Hiç hapse girmemiş, ömründe bir defacık olsun karakola çağrılmamıştı. Namuslu kabadayılardandı.
Edebiyatımızda “hikâye”si olan hikâyecilerimizin en eskilerinden ve en çok okunanlarından olan Ömer Seyfettin, Türkçenin anlatım olanaklarının ne kadar zengin olduğunu da zamanında ispat etmiş, abide bir yazar.
Türkçe Reçete’de yazarın kısa ömründe yazdığı hikâyelerden on üçünü bir araya getirdik. Ömer Seyfettin’in diline müdahale etmeden ve notlandırarak hazırladığımız bu kitapta hem dönemin Anadolu, Balkanlar, İstanbul coğrafyasından insanların hikâyelerini hem de çok geçmişte kalmış zamanlardan tarihî hikâyeleri usta işi bir anlatımla okuyoruz.
#edebiyatımızınmirası #milliedebiyat #tarihihikaye #çocukluk #anadolu #balkanlar