“Çok kötü bir iş.” Türkü Söylüyor Otlar’da Rodezya’nın ırkçı beyazları, Turnerların uzak çiftliğinde işlenen cinayetten bu alelade cümleyle söz ederler. Ayrıcalıklarını korumak, krizleri sıradanlaştırmakla mümkündür. Lessing’in 1950 yılında yayımlanan romanı Türkü Söylüyor Otlar bağımsız, şehirli bir beyaz kadın olan Mary’nin, yine beyaz bir çiftçi olan Dick’le evlenip onun çiftliğine taşınması üzerine kuruludur. Yalıtılmışlık, tekdüze çiftlik yaşamı, yarı-insan konumuna itilmiş siyah hizmetçiler ve Dick’in onulmaz yoksullu
“Çok kötü bir iş.” Türkü Söylüyor Otlar’da Rodezya’nın ırkçı beyazları, Turnerların uzak çiftliğinde işlenen cinayetten bu alelade cümleyle söz ederler. Ayrıcalıklarını korumak, krizleri sıradanlaştırmakla mümkündür. Lessing’in 1950 yılında yayımlanan romanı Türkü Söylüyor Otlar bağımsız, şehirli bir beyaz kadın olan Mary’nin, yine beyaz bir çiftçi olan Dick’le evlenip onun çiftliğine taşınması üzerine kuruludur. Yalıtılmışlık, tekdüze çiftlik yaşamı, yarı-insan konumuna itilmiş siyah hizmetçiler ve Dick’in onulmaz yoksulluğu Mary’de şiddetli bir ırkçı nefrete evrilir, ta ki yeni siyahi hizmetçisi Moses’in gelişine dek. Moses’in Mary’yle kurduğu bağın özgünlüğü, aralarındaki efendi-hizmetçi gerilimiyle daha da karmaşıklaşacaktır. Doris Lessing küçüklük anılarından süzdüğü bu yapıtında kısır bir yaşam, sevgisiz evlilik ile ırkçılığın birbirini nasıl beslediğini incelikle sergiler.