“Yaşam bir hastalıktır ve ölüm doğumla başlar. Her nefes alış ve kalbin her çarpışı aslında biraz ölüm, sona yaklaştıran küçük bir sarsıntı demektir.”
1920’lerin sonunda Berlin: I. Dünya Savaşı çoktan bitmiştir, gece kulüpleri yaşama sevinciyle dolup taşmakta, sokaklarda fakirlik ve siyasi huzursuzluk hüküm sürmektedir. Ekonomik krizin insanları bunalttığı bu dönemde üç eski asker, savaşın yaralarını sarmaya, yeni hayata tutunmaya çalışmaktadır. Üç Arkadaş, bir otomobil tamirhanesini ustalıkla ve kurnazlıkla işleten Robert, Gottfried ve Otto’yu, Robert’in genç Pat’a duyduğu trajik
“Yaşam bir hastalıktır ve ölüm doğumla başlar. Her nefes alış ve kalbin her çarpışı aslında biraz ölüm, sona yaklaştıran küçük bir sarsıntı demektir.”
1920’lerin sonunda Berlin: I. Dünya Savaşı çoktan bitmiştir, gece kulüpleri yaşama sevinciyle dolup taşmakta, sokaklarda fakirlik ve siyasi huzursuzluk hüküm sürmektedir. Ekonomik krizin insanları bunalttığı bu dönemde üç eski asker, savaşın yaralarını sarmaya, yeni hayata tutunmaya çalışmaktadır. Üç Arkadaş, bir otomobil tamirhanesini ustalıkla ve kurnazlıkla işleten Robert, Gottfried ve Otto’yu, Robert’in genç Pat’a duyduğu trajik aşkı, korkuları ve endişeleri, cesareti ve dostluğu, savaştan ve barıştan daha üstün olan umudu incelikle ve samimi bir dille anlatıyor.
“Remarque dendi mi akla ilk önce siperler, davul sesleri, mevzi savaşları gelir, tabii Üç Arkadaş’ı okumadıysanız. Sıkı dostluklar ve narin bir aşkla örülmüş harika bir roman.”
STEFAN VOLK, BUCHER