Yeter Tenimi Acıtmayın isimli romanının Arkadaş tarafından gerçekleştirilen yeni baskısının ardından medyada sık sık yer bulan Meltem Arıkan, Kadın Bedenini Soyarsa ve Evet Ama Sanki den sonra şimdi de Ve Veya Belki isimli kitabı ile raflarda yerini alıyor.
Çok sevdiği hocasının yanında işe başlayan genç psikiyatrist Eylül, hastanedeki yeni terapi grubunun üyeleriyle tanışır ve grubu oluşturan bireylerin sorunlarını kendi sorunları gibi benimsemeye başlar.
Herhangi bir neden olmaksızın baygınlık nöbetleri geçiren Ayten, fazlasıyla içine kapanık ve kabuğunu bir türlü kıramayan Ahmet, öfkesine hâkim olmayı başaramayan Murat, kekemeliğini yenmek için çabalayıp duran Emre, eşiyle büyük sorunlar yaşayan Cavidan, diğer insanlarla düzgün bir iletişim kurmayı beceremeyen felsefe öğrencisi Gizem
Bir yandan hastalarına yardım etmeye çalışan Eylül, bir yandan da benliğinin en derinlerinde hissettiği huzursuzluğu anlamlandırmaya ve kocasıyla ilişkisini çözümlemeye uğraşmaktadır. İşte tam da bu günlerde, Gizemin incelemesi için verdiği bir defter, Eylülün hayatında büyük değişikliklere yol açar.
Kendi varoluşunu sorgulamaya başlayan Eylül, hayatına ve ailesine farklı bir gözle bakmaya başlamış, sandığı kadar mutlu olmadığını fark etmiştir.
Eylül gerçeğin ne olduğunu sorgulamaya koyulur. Çıkış değişimde mi yoksa aynılığı renklendirmekte midir? Her şey ve tabii ki gerçek de kendi varlığını sürdürürken, bizi sıkıntıya düşüren şey baktığımız çerçevelere göre tanımların değişmesi olabilir mi acaba?