Karanlıkta kaldık çünkü ay bizim için parlamıyor.
Geçmişin hatalarıyla yüzleşen kalpler evlerinden kaçıp sokağa koştular. Açıldı sandıklar, saçıldı kâğıtlar. Herkes payına düşen kadar acıdı ve ağladı. İmza diye düştü yanaklardan bileklere gözyaşları çünkü çok sevenler yazdı bu satırları.
Aymira ve Kamer en soğuk gecelerin, en çaresiz ve kimsesiz anların iki kahramanıydı. İkisi de yaşıyordu fakat birinin mezarı birinin de son nefesi hazırda bekliyordu. Çünkü biri gitti, biri kaldı. İkisi de sevdi, ikisi de sevildi. Oysa bu kimsenin kazanamayacağı ve sonunda iki kaybedenin olacağı bir savaştı.
Sona geldiklerini sandıklarında aslında en başında olduklarını anladılar. Bir kum saatinin içinde kaldılar ve onlar istedikçe zama
Karanlıkta kaldık çünkü ay bizim için parlamıyor.
Geçmişin hatalarıyla yüzleşen kalpler evlerinden kaçıp sokağa koştular. Açıldı sandıklar, saçıldı kâğıtlar. Herkes payına düşen kadar acıdı ve ağladı. İmza diye düştü yanaklardan bileklere gözyaşları çünkü çok sevenler yazdı bu satırları.
Aymira ve Kamer en soğuk gecelerin, en çaresiz ve kimsesiz anların iki kahramanıydı. İkisi de yaşıyordu fakat birinin mezarı birinin de son nefesi hazırda bekliyordu. Çünkü biri gitti, biri kaldı. İkisi de sevdi, ikisi de sevildi. Oysa bu kimsenin kazanamayacağı ve sonunda iki kaybedenin olacağı bir savaştı.
Sona geldiklerini sandıklarında aslında en başında olduklarını anladılar. Bir kum saatinin içinde kaldılar ve onlar istedikçe zaman aktı, kum taneleri birbirine karıştı. Onca şeyi aşan bu iki kalp bunu da aşacaktı.
‘’Şimdi çıkıp gelsem, gözlerin kapıyı gösterir diye çekiniyorum. Dışarıda kalıp üşüyeceğimden değil, sensiz kalıp yalnız öleceğimden korkuyorum.’’