Kapatın ışıkları, gökyüzündeki yıldızlara ihanettir bu aydınlık.
Ait olduğu yerdeydi. Buradaydı. Gitmişti ama kaderin ağları öyle bir örülmüştü ki onları çözmeye kimsenin gücü yetmezdi ve yetmeyecekti.
Aymira… Her şeyini yitirdiği anda başlamıştı belki de hikâyesi. Köklerini toprağından koparttıklarını sanmıştı ama o sadece susuz kalmıştı. Kamer… Her şeyini kaybettiğini sandığı anda aslında onsuz hiçbir şey olduğunu fark etmiş ve yüreğindeki boşluğu, onun yüreğinin sesiyle doldurmuştu. Bu artık geri dönülmez bir yoldu. Artık ikisi için de düşmek yoktu.
Acılar… Sanrılar… Sonu g
Kapatın ışıkları, gökyüzündeki yıldızlara ihanettir bu aydınlık.
Ait olduğu yerdeydi. Buradaydı. Gitmişti ama kaderin ağları öyle bir örülmüştü ki onları çözmeye kimsenin gücü yetmezdi ve yetmeyecekti.
Aymira… Her şeyini yitirdiği anda başlamıştı belki de hikâyesi. Köklerini toprağından koparttıklarını sanmıştı ama o sadece susuz kalmıştı. Kamer… Her şeyini kaybettiğini sandığı anda aslında onsuz hiçbir şey olduğunu fark etmiş ve yüreğindeki boşluğu, onun yüreğinin sesiyle doldurmuştu. Bu artık geri dönülmez bir yoldu. Artık ikisi için de düşmek yoktu.
Acılar… Sanrılar… Sonu gelmeyen ağlamalar… Can yakan kayıplar… Hepsi onlar içindi, hepsi iki kalbin birbiriyle olan mücadelesi, birbirlerine tutunma hikayesiydi. Bu artık bir savaşın, savaşın var ettiği aşkın sesleriydi. Sesler peşinde bir sürü şarkıyı sürükledi ve hepsi aynı şeyi söyledi: Yan yanaysak savaşabiliriz, yan yanaysak bu savaşta ölebiliriz. “Ben yarayım sana kalan fakat ne zaman güneşe değil aya bakarsan, işte orada olacağım tüm vakitlerine inat, seninle başka bir fecri karşıladığım an.”