“Blackwood’un dehasının niteliğini tartışmaya mahal yok. Onun sıradan şeylerin garipliğinin altında yatanları yazıya dökerken sergilediği beceri, ciddiyet ve titiz sadakate kimse yaklaşamamıştır.” –H. P. Lovecraft
Tuhaf kurgu ve hayalet hikâyesi türlerinde çığır açan Algernon Blackwood, insanın duyguları ve mantığı arasındaki gerilimi kurcalayan, doğaüstü ile doğal olan arasındaki alacakaranlık coğrafyayı keşfe çıkan öncü bir yazar. Tıpkı Söğütler gibi başyapıtlarından biri olan ve 1910’da yayımlanan Wendigo ise yabanilik ile medeniliğin içli dışlı olduğu, adlandırılamayan
“Blackwood’un dehasının niteliğini tartışmaya mahal yok. Onun sıradan şeylerin garipliğinin altında yatanları yazıya dökerken sergilediği beceri, ciddiyet ve titiz sadakate kimse yaklaşamamıştır.” –H. P. Lovecraft
Tuhaf kurgu ve hayalet hikâyesi türlerinde çığır açan Algernon Blackwood, insanın duyguları ve mantığı arasındaki gerilimi kurcalayan, doğaüstü ile doğal olan arasındaki alacakaranlık coğrafyayı keşfe çıkan öncü bir yazar. Tıpkı Söğütler gibi başyapıtlarından biri olan ve 1910’da yayımlanan Wendigo ise yabanilik ile medeniliğin içli dışlı olduğu, adlandırılamayan dehşetlere gebe bir öykü.
Kanada’nın yabanıl arazilerinde geyik avına çıkan dört kişilik grup ikiye ayrılınca ilahiyat öğrencisi Simpson ile ona rehberlik eden Fransız asıllı Kanadalı Joseph Défago ıssızlığın ortasında, esrarengiz bir tabiatın içerisinde tekinsiz bir serüvene yelken açar. Ormanın kasvetli atmosferinde, önce berbat bir koku, sonra da kaynağı bilinmeyen izler ortaya çıkar. Korku, akıl ile mantığı sararken tabiatın yüreğinde gizlenen “bilinmeyen,” varlığını usul usul sezdirmeye başlayacaktır.
Yabanın çağrısı cevapsız kalmaz…