Elinizdeki bu kitap, aslında ağırlık bakımından diğerleriyle de kıyaslanabileceğine inandığım başka yüklerin, kültürel yüklerin de varlığını bize gösteriyor. Metin Sarfati’nin bu kitaptaki yazılarında ortaya koyduğu önemli bir gerçek, Yahudi kimliğinin kendisinin de taşınması kolay olmayan bir yük olduğu, hatta bu kimliğin ne olduğunu ortaya koymanın da son derece zor olduğu. Belki dünyanın her tarafına dağılmış olan, gittikleri yerlerdeki kültürleri etkilemiş ve onlardan etkilenmiş olan bir topluluk için bu kimliği açıkça ortaya koyma çabasının beyhude olduğu, hatta bu çabanın gereksiz olduğu da söylenebilir. Ancak özellikle bu kitapta vurgulanan, Sarfati’nin deyişiyle “Yahudi insan” ile “insan Yahudi” arasındaki tarihsel gerilim, gerçe
Elinizdeki bu kitap, aslında ağırlık bakımından diğerleriyle de kıyaslanabileceğine inandığım başka yüklerin, kültürel yüklerin de varlığını bize gösteriyor. Metin Sarfati’nin bu kitaptaki yazılarında ortaya koyduğu önemli bir gerçek, Yahudi kimliğinin kendisinin de taşınması kolay olmayan bir yük olduğu, hatta bu kimliğin ne olduğunu ortaya koymanın da son derece zor olduğu. Belki dünyanın her tarafına dağılmış olan, gittikleri yerlerdeki kültürleri etkilemiş ve onlardan etkilenmiş olan bir topluluk için bu kimliği açıkça ortaya koyma çabasının beyhude olduğu, hatta bu çabanın gereksiz olduğu da söylenebilir. Ancak özellikle bu kitapta vurgulanan, Sarfati’nin deyişiyle “Yahudi insan” ile “insan Yahudi” arasındaki tarihsel gerilim, gerçekten ciddi ciddi üzerine düşünülmesi gereken bir sorun. Sarfati, bu ayrımın belki de özellikle Türkiyeli Yahudiler için ne kadar önemli ve çözülmesi zor bir sorun olarak kendisini gösterdiğini çarpıcı bir biçimde ortaya koyuyor.
Hüseyin Özel