Bu dünyadaki tüm acılar bir tür ayrılık ile başladı. Bizim bu hayata ve bu dünyaya gelişimiz bile bir ayrılış. Kaynak’tan ayrılıyoruz, özümüzden ayrılıyoruz, sonra annemizden, sonra kendimizden, sonra korktuğumuz şeylerden, sonra sevdiğimiz şeylerden ayrılıyoruz.
Ayrılık ile dünyaya geliyoruz ki yolumuzu bulup tekrar bağ kurmaya başlayalım. Ne zaman acıyla karşılaşsak kendimizi bir yol ayrımında buluyoruz. Neyi seçeceğiz? Kendimizi kapamayı ve böylelikle daha da fazla ayrışmayı mı yoksa kendimizi açıp kendimizle ve çevremizdeki dünyayı oluşturan her şeyle bir araya gelmeyi mi? Her an bir açılma ya da kapanma seçimidir. Her an bir ayrışma ya da bağ kurma seçimidir. Açılmayı seçmiş insanları bulun. Bağ kurmayı seçmiş insanları bulun.
Bu dünyadaki tüm acılar bir tür ayrılık ile başladı. Bizim bu hayata ve bu dünyaya gelişimiz bile bir ayrılış. Kaynak’tan ayrılıyoruz, özümüzden ayrılıyoruz, sonra annemizden, sonra kendimizden, sonra korktuğumuz şeylerden, sonra sevdiğimiz şeylerden ayrılıyoruz.
Ayrılık ile dünyaya geliyoruz ki yolumuzu bulup tekrar bağ kurmaya başlayalım. Ne zaman acıyla karşılaşsak kendimizi bir yol ayrımında buluyoruz. Neyi seçeceğiz? Kendimizi kapamayı ve böylelikle daha da fazla ayrışmayı mı yoksa kendimizi açıp kendimizle ve çevremizdeki dünyayı oluşturan her şeyle bir araya gelmeyi mi? Her an bir açılma ya da kapanma seçimidir. Her an bir ayrışma ya da bağ kurma seçimidir. Açılmayı seçmiş insanları bulun. Bağ kurmayı seçmiş insanları bulun. Ve onların bu dünyada sizinle el ele yürümesine izin verin. Bağ kuracak kadar cesur olun. Sevecek kadar cesur olun. Güzelliğimiz, amacımız ve gücümüz zorluk ateşinin tavında dövülerek açığa çıkıyor… Ta ki biz tamamen açılana kadar… İşte o andan itibaren ruhumuz her düşüncemizden, her sözümüzden, her eylemimizden su gibi fışkırıyor. Acımızın ateşini söndürüyor. Lanetlerimizi lütuflarımız haline getiriyor. Ve özgürleşiyoruz.