Ülkemizde bireysel tedavi edilmeyen dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, kişi, aile, okul ve toplumsal çevreye çok olumsuz etkileri olan çok yönlü ve tedavi edilmesi gereken bir sorundur. Tedavi edilmeyip ya da tedavinin yarıda kesilmesi vb. gibi durumlarda, insanın yaşam kalitesini ciddi anlamda dürüşen; ömrün azalması, sık iş değiştirme, madde bağımlılığına yönelme, depresyon, intihar, evlilikte yaşanan problemler; beraberinde eş değiştirme gibi riskleri getirecektir.
Bu önemli sorunun tedavisinde işbirliği önem taşımaktadır. Bu da insanların bu konuda bilinçlenmesiyle sağlanacaktır. Aksi takdirde DEHB tedavisi sadece ilaç tedavisiyle desteklendiği zaman bir kuşun kanadı misali tek kanatlı kalacaktır. Uzman hekim, okul, aile ve çevre bu konuda beraber hareket ettiği zaman tedavide başarılı sonuçlar alındığı yapılan çalışmalarla kendini göstermektedir.
Dikkat Eksikliğine sadece Hiperatktivite olarak görmemek; psikososyal, çevresel, iletişimsizlik, bilinçsiz beslenme, şiddet, tutarsız yaklaşım, çocuk ve erken iletişimde empatisizlik yaklaşım sorunları sebep olmaktadır.
Diğer fiziksel ve zihinsel sıkınkıtılarda olduğu gibi hastalık bireyseldir; genel değildir. Yani hastalık yoktur hasta vardır.
Dikkat Eksikliği her çocukta kendi özel sebepler içerisinde değerlendirilmelidir. Aksi takdirde genel teşhis ve tedavi yöntemleri her çocuk için uygulanırsa sağlıklı bir yönlendirmenin olmayacağı ve bu durum sağlıklı bir sonuç vermeyecektir. Ülkemizde yaşanan en büyük sıkıntı bu yaklaşım biçiminden kaynaklanmaktadır.
Nasıl ki ayağı kırılan bir insana pisikolojik ve eğitsel tadavi değilde tibbi tedavi uygunlanmalı ise psikolojik bir rahatsızlığı da tıbbi tedavi ile tedavi ederseniz sadece soruna sorun eklemiş olursunuz.