“Benim halihazırdaki intiharlık yaşamım ancak böyle izah edilir. Her buhran ya da her acı karşısında intiharı düşünmeye sonsuza kadar mahkûm olduğumu biliyorum. Benim ilkem asla tamamına ermeyen ve benim asla tamamına erdiremeyeceğim ama hassasiyeti sırtımı sıvazlayan bir intihardır; budur beni ürküten.”
Yaşama Uğraşı, 1950’de İtalya’nın en büyük edebiyat ödülünü kazandıktan kısa bir süre sonra intihar eden Pavese'ye ulaşmak için en temel kaynaktır. Bir şairin duyarlılığıyla, erişilmesi güç bir duygusal olgunluğu arayan bir adamın yaşadığı eziyet okunur günlü
“Benim halihazırdaki intiharlık yaşamım ancak böyle izah edilir. Her buhran ya da her acı karşısında intiharı düşünmeye sonsuza kadar mahkûm olduğumu biliyorum. Benim ilkem asla tamamına ermeyen ve benim asla tamamına erdiremeyeceğim ama hassasiyeti sırtımı sıvazlayan bir intihardır; budur beni ürküten.”
Yaşama Uğraşı, 1950’de İtalya’nın en büyük edebiyat ödülünü kazandıktan kısa bir süre sonra intihar eden Pavese'ye ulaşmak için en temel kaynaktır. Bir şairin duyarlılığıyla, erişilmesi güç bir duygusal olgunluğu arayan bir adamın yaşadığı eziyet okunur günlüklerinde. Hayatı boyunca intihar fikrinin kederli örtüsünün altında gizlenen Pavese, olağanüstü zekâsına, hayal kırıklıklarına rağmen “mükemmel aşkı” arar.
Cesare Pavese’nin Yaşama Uğraşı 6 Ekim 1935’te sürgün günlerinde başlayıp ölümünden dokuz gün öncesine, 18 Ağustos 1950’ye kadar sürer. Onun varlığını bölüp parçalayan tüm dramlara dair itiraflarıyla dolu yorgun bir günlük olur. Umutsuzluğun, acının ve ironinin söylendiği bu günlük Pavese’nin, bir yazar olarak yazın dünyasına dair düşüncelerini emanet ettiği bir yer haline gelir. Pavese, okura entelektüel ve ahlaki titizlikle yürütülen hayat, değişen yaşamlar, rüyalar, anılar, aşk ve sanat üzerine bir meditasyon sunar.
“Pavese için edebiyat bir uğraştır, şiir bir uğraştır, yaşamak bir uğraştır.”
–Domenico Starnone