Biyolojinin son yüzyıldaki gelişimi nefes kesici bir hızla ilerliyor. Evrimden epigenetiğe uzanan bu göz alıcı gelişim sürecine önemli katkılar sağlayan başarılı biyolog Denis Noble “Yaşam nedir?” sorusuyla yola koyuluyor. Biyoloji alanındaki popüler ve yaygın ‘genetik program’ yaklaşımını eleştiriyor, yer yer ters yüz ediyor ve bize yaşamın kitabını okumayı değil yaşamın müziğini dinlemeyi öneriyor. Yazarın anlaşılır bir dille sunduğu bu bilimsel hikâyenin en çarpıcı yönü ise ‘sistem biyolojisi’ gibi karmaşık bir olguyu Yaşamın Müziği gibi keyifli bir metafor üzerinden, müzikle karşılaştırmalı olarak açıklaması. Noble, yaşamın ‘ne’liğini anlamak, moda tabirle büyük resmi görmek için teklif ettiği yaklaşımı metaforlar, hikayeler, düşünce
Biyolojinin son yüzyıldaki gelişimi nefes kesici bir hızla ilerliyor. Evrimden epigenetiğe uzanan bu göz alıcı gelişim sürecine önemli katkılar sağlayan başarılı biyolog Denis Noble “Yaşam nedir?” sorusuyla yola koyuluyor. Biyoloji alanındaki popüler ve yaygın ‘genetik program’ yaklaşımını eleştiriyor, yer yer ters yüz ediyor ve bize yaşamın kitabını okumayı değil yaşamın müziğini dinlemeyi öneriyor. Yazarın anlaşılır bir dille sunduğu bu bilimsel hikâyenin en çarpıcı yönü ise ‘sistem biyolojisi’ gibi karmaşık bir olguyu Yaşamın Müziği gibi keyifli bir metafor üzerinden, müzikle karşılaştırmalı olarak açıklaması. Noble, yaşamın ‘ne’liğini anlamak, moda tabirle büyük resmi görmek için teklif ettiği yaklaşımı metaforlar, hikayeler, düşünce deneyleri ve yaşanmış şahsi tecrübelerle zenginleştirerek önümüze seriyor. Yaşam olgusunu, genlerin ve proteinlerin varlığına indirgeyen görüşün çok ötesinde, etkileşimler ve örüntülerin dinamik ağ yapıları üzerinden yorumlayan kitap, oldukça güncel, katmanlı bir üslupla, bu müziğe kulak verenler için kayıtsız kalınamayacak ufuk açıcı bir serüven vaat ediyor.