Bir cenaze evinde olduğunuzu hayal edin, en çok hangi cümleyi duyuyorsunuz?
“Başın sağ olsun.”
“Zaman her şeyin ilacı.”
“Ağla, açılırsın.”
“Pidenin yanına ayran verecek misiniz?”
Yakınını kaybeden birine ne hissettirdiği düşünülmeden edilen bu sözler çoğu zaman can yakıcı olabiliyor. ‘Sağ olmak’ artık kötü bir şeyken, zamanın uçsuz bucaksızlığıyla derman olmadığı ve ağlamanın faydasız kaldığı anlarda, yasa eşlik edenlerin yaptıkları hayata döndürebiliyor. Elinizde tuttuğunuz bu kitap, işte bu kuytu noktaya parmak basıyor: Bir kaybın ardından söylenebilecekler, söylenmesi gerekenler ve sadece yanında olmanın yeteceği anlar…
Evladını henüz kaybetmiş bir arkadaşının cenaze evinde, kendini onun onulmaz acısını
Bir cenaze evinde olduğunuzu hayal edin, en çok hangi cümleyi duyuyorsunuz?
“Başın sağ olsun.”
“Zaman her şeyin ilacı.”
“Ağla, açılırsın.”
“Pidenin yanına ayran verecek misiniz?”
Yakınını kaybeden birine ne hissettirdiği düşünülmeden edilen bu sözler çoğu zaman can yakıcı olabiliyor. ‘Sağ olmak’ artık kötü bir şeyken, zamanın uçsuz bucaksızlığıyla derman olmadığı ve ağlamanın faydasız kaldığı anlarda, yasa eşlik edenlerin yaptıkları hayata döndürebiliyor. Elinizde tuttuğunuz bu kitap, işte bu kuytu noktaya parmak basıyor: Bir kaybın ardından söylenebilecekler, söylenmesi gerekenler ve sadece yanında olmanın yeteceği anlar…
Evladını henüz kaybetmiş bir arkadaşının cenaze evinde, kendini onun onulmaz acısını paylaşırken bulan Shelly Fisher’ın Jennifer Jones ile bir araya gelerek derlediği “Yas”lanma Kitabı, yakınını kaybeden birçok insanı bir araya getiriyor. Bu birliktelikle hem onların yasına ortak oluyor hem de yakınını kaybedenlerin çevresinde olanlara, bu acıyı paylaşanlara yol gösteriyor. Kişisel gelişim alanının sık sık odak aldığı ölüm sonrası yas sürecine farklı bir açıdan bakan ve yakınını kaybedenlerin yakınlarına hitap eden bu kitapla birlikte artık elinizi ayağınızı nereye koymanız ya da koymamanız gerektiğini bileceksiniz.