Man Booker finalisti Ali Smith’in “Mevsimler
Dörtlemesi” adlı serisinin son romanı, hafızayı,
affetmeyi, hafife almayı ve ânı yakalamayı öven,
düzyazı şeklinde yazılmış bir şiir.”
– The New York Times
Bu, değişimin eşiğindeki insanlar hakkında bir hikâye... Karakter-
leri aynı ailenin üyeleri ama birbirlerine çok yabancı olduklarını
düşünüyorlar. Böylesi bir gerçek ortada duruyorken temel sorular-
dan birinin dillendirilmesi de çok vakit almıyor: Aile dediğin ne-
dir? Sınırları nerede başlar, nerede biter? Ve ortak hiçbir şeyleri
olmadığını düşüne
Man Booker finalisti Ali Smith’in “Mevsimler
Dörtlemesi” adlı serisinin son romanı, hafızayı,
affetmeyi, hafife almayı ve ânı yakalamayı öven,
düzyazı şeklinde yazılmış bir şiir.”
– The New York Times
Bu, değişimin eşiğindeki insanlar hakkında bir hikâye... Karakter-
leri aynı ailenin üyeleri ama birbirlerine çok yabancı olduklarını
düşünüyorlar. Böylesi bir gerçek ortada duruyorken temel sorular-
dan birinin dillendirilmesi de çok vakit almıyor: Aile dediğin ne-
dir? Sınırları nerede başlar, nerede biter? Ve ortak hiçbir şeyleri
olmadığını düşünen insanlar, sadece aynı aileye üye oldukları için
bu gerçeği görmezden gelebilirler mi?
Vivaldi’nin Dört Mevsim’de notalarla yaptığı neyse Ali Smith’in
Mevsimler Dörtlemesi’nde sözcüklerle yaptığı da o... Bu, kusursuz
bir kaos, anlatılması ya da özetlenmesi mümkün görünmeyen bir
metin senfonisi ki, bu kitapla nihayete eriyor...