Siyah Kuğu adlı kitabında N. N. Taleb, Poincaré fotoğrafının altına, Nasıl yaptılarsa, bu tür düşünürlerin imalatını durdurdular diye yazmıştı, hayıflandığı apaçık belli olacak şekilde. Türkiyede benzer bir resimaltını, belki ufak bir rötuşla, hak eden nadir insanlardan biri herhalde Yılmaz Büyükerşendir.
Nasıl yaptılarsa, Türkiyede Büyükerşen türünden eylem adamlarının imalatını durdurdular.
Bu kitap, küçücük bir bozkır şehrinde, şehrin ölçüleriyle orantısız hayaller biriktirerek büyüyen, sonra da o devasa hayalleri birer birer hayata geçiren yılmaz bir adamın, kendi ağzından hikâyesidir. Bu hikâyeyi okurken, imalatı çoktan durdurulmuş insanlardan birinin nasıl büyüdüğüne adım adım tanıklık edeceksiniz. Bozkırın ortasında önce imrenilecek bir üniversitenin, dev bir açıköğretim sisteminin yaratılmasına, Türkiyede yapılamaz denilen işlere soyunma maceralarına, sonra da imrenilen bir şehrin inşasını sağlayan hayal gücüne, kararlılığa, gözü karalığa şahit olmakla kalmayacak, aynı zamanda yakın tarihin pek bilinmeyen birçok olayını da öğreneceksiniz.