Söyle Serafların en ışıklısı, bu parlak kürelerin
Hangisinde yerleşiktir insan; yoksa bulunmaz mı
Belli bir mekânı, gönlü hangisini çekerse
Orada mı kalır?
John Milton’a bilhassa, tercümesini sunduğumuz Yitirilen Cennet dolayısıyla aşinayız… Shakespeare’in ardından İngiliz edebiyatının üzerinde en çok konuşulmuş, tartışma yürütülmüş isminin Milton olduğunu söyleyebiliriz.
Yitirilen Cennet, Tanrı’ya isyan ederek onunla savaşa tutuşan, sonradan Şeytan adını alacak başmelek Lucifer ve onun isyanına katılmış olan meleklerin atıldığı Cehennem çukurunda başlar…
Milton’ın yalnızca teolojinin sorunlarıyla değil, klasik Yunan ve Roma, Ortaçağ ve kendi döneminin edebiyat diliyle de boğuştuğu büyük mücadelenin ardın
Söyle Serafların en ışıklısı, bu parlak kürelerin
Hangisinde yerleşiktir insan; yoksa bulunmaz mı
Belli bir mekânı, gönlü hangisini çekerse
Orada mı kalır?
John Milton’a bilhassa, tercümesini sunduğumuz Yitirilen Cennet dolayısıyla aşinayız… Shakespeare’in ardından İngiliz edebiyatının üzerinde en çok konuşulmuş, tartışma yürütülmüş isminin Milton olduğunu söyleyebiliriz.
Yitirilen Cennet, Tanrı’ya isyan ederek onunla savaşa tutuşan, sonradan Şeytan adını alacak başmelek Lucifer ve onun isyanına katılmış olan meleklerin atıldığı Cehennem çukurunda başlar…
Milton’ın yalnızca teolojinin sorunlarıyla değil, klasik Yunan ve Roma, Ortaçağ ve kendi döneminin edebiyat diliyle de boğuştuğu büyük mücadelenin ardından, eserin sonundaki unutulmaz dizelerde Âdem ile Havva’nın “el ele, kararsız ve yavaş adımlarla”, Cennet’i terk etmek üzere tenha bir yolda yürüdüklerine tanık oluruz: Önlerindeydi tekmil âlem.
Yitirilen Cennet’i, Yiğit Yavuz’un çevirisiyle sunuyoruz.