Perihan allem etti kallem etti, yedinci günün öğlesinde evin salonuna kısa gelen perdelerini kocasına getirttiği 60 numara dantel iplikleriyle genişletip uzatarak, çok şükür, dört metreye iki metre ölçüsüne getirdi de huzura erdi sonunda. Sandalye tepelerinde cambaz misali sekerek perdelerini kornişe geçiren Perihan, sonunda iyisinden bir oh çekti. İçi soğumuştu. Ev nihayetinde dantele kesmişti. Salonun kapısına geçti, eserine bir daha, gönençle baktı.
İşte şimdi olmuştu. Taze gelin evine konuk kabul edebilirdi artık.
Gelen olursa tabii!
Perihan’ın beş yumak dantel ipini ba
Perihan allem etti kallem etti, yedinci günün öğlesinde evin salonuna kısa gelen perdelerini kocasına getirttiği 60 numara dantel iplikleriyle genişletip uzatarak, çok şükür, dört metreye iki metre ölçüsüne getirdi de huzura erdi sonunda. Sandalye tepelerinde cambaz misali sekerek perdelerini kornişe geçiren Perihan, sonunda iyisinden bir oh çekti. İçi soğumuştu. Ev nihayetinde dantele kesmişti. Salonun kapısına geçti, eserine bir daha, gönençle baktı.
İşte şimdi olmuştu. Taze gelin evine konuk kabul edebilirdi artık.
Gelen olursa tabii!
Perihan’ın beş yumak dantel ipini bana mısın demeden tığdan geçirdiği zaman boyunca Niyazi de nereden bakılırsa bakılsın en az üç büyüğe danışmıştı. Bayan örüyor, adam içiyordu.
İçen Adam’la Ören Bayan! Şahaneydi doğrusu!
Zaman Pazarı, Ankara’nın ortasında ama gözlerden çok uzak hayatları, okurların hayatıyla birleştiriyor.
Başak Sipahioğlu Açır; Ulus, Ankara Kalesi ve Yenimahalle üçgeninde yaşananları gerçekçi bir üslupla kaleme alıyor.