Başlangıçta dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşur, aynı sözleri kullanırdı. Doğuya göcerlerken Şinar (Sümer) ülkesinde bir ova bulup oraya yerleştiler.
Birbirlerine "Gelin, tuğla yapıp iyice pişirelim" dediler. Taş yerine tuğla, harç yerine zift kullandılar. Sonra, "Kendimize bir kent kuralım" dediler. "Göklere erişecek bir kule (ziggurat) dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız.
Rab, insanların yaptığı kentle kuleyi görmek için aşağıya indi. "Tek bir halk olup aynı dili konuşarak bunu yapmaya başladıklarına göre düşündüklerini gerçekleştirecek, hiçbir engel tanımayacak
Başlangıçta dünyadaki bütün insanlar aynı dili konuşur, aynı sözleri kullanırdı. Doğuya göcerlerken Şinar (Sümer) ülkesinde bir ova bulup oraya yerleştiler.
Birbirlerine "Gelin, tuğla yapıp iyice pişirelim" dediler. Taş yerine tuğla, harç yerine zift kullandılar. Sonra, "Kendimize bir kent kuralım" dediler. "Göklere erişecek bir kule (ziggurat) dikip ün salalım. Böylece yeryüzüne dağılmayız.
Rab, insanların yaptığı kentle kuleyi görmek için aşağıya indi. "Tek bir halk olup aynı dili konuşarak bunu yapmaya başladıklarına göre düşündüklerini gerçekleştirecek, hiçbir engel tanımayacaklar" dedi.
"Gelin, aşağı inip dillerini karıştıralım ki birbirlerini anlamasınlar." Böylece Rab, onları yeryüzüne dağıtarak kentin yapımanı durdurdu.Tevrat, Tekvin 11:1-8
Diller karıştı çünkü aslında hiç kimse muhatabının söylediklerini anlamak istemiyordu. Kölelik yayılıyor. İnsanlar birbirine düşman olmaya başlıyordu.