Ömer Seyfettin’in meşhur eseri Pembe İncili Kaftan hiç şüphesiz edebiyat tarihimizin en önemli hikâyelerindendir. Bu hikâye elinizde tutuğunuz kitabın hazırlık sürecinde sıkça hatırlanan bir
sahneler bütününe dönüştü. Hikâyenin kahramanı Muhsin Çelebi; devlet adamlığını temsil eden, şahsi çıkarlarını öncelemeyen, devletin haysiyetini çiğnetmeyen bir ruhu temsil eder. Elbette bir
kurgudan ibaret olan bu hikâyenin, kitabın hazırlık sürecinde bir hatırlatıcı rolü üstleneceğini ve bir sembole dönüşeceğini bilmek mümkün değildi. “Muhsin Çe
Ömer Seyfettin’in meşhur eseri Pembe İncili Kaftan hiç şüphesiz edebiyat tarihimizin en önemli hikâyelerindendir. Bu hikâye elinizde tutuğunuz kitabın hazırlık sürecinde sıkça hatırlanan bir
sahneler bütününe dönüştü. Hikâyenin kahramanı Muhsin Çelebi; devlet adamlığını temsil eden, şahsi çıkarlarını öncelemeyen, devletin haysiyetini çiğnetmeyen bir ruhu temsil eder. Elbette bir
kurgudan ibaret olan bu hikâyenin, kitabın hazırlık sürecinde bir hatırlatıcı rolü üstleneceğini ve bir sembole dönüşeceğini bilmek mümkün değildi. “Muhsin Çelebi’nin temsil ettiği devlet adamı
portresi gerçek olabilir mi?” sorusunu muhtemelen hikâyeyi okuyan herkes kendi kendine sormuştur. Ben ise bu süreçte cevabımı; dinlediklerim, gördüklerim ve hissettiklerimden hareketle “Evet!” olarak verdim: Evet, varlar ve aramızdalar.