Devrimler tarihin en güçlü lokomotifidir, demiş Marx. Çünkü tarih, özellikle hızlanınca gerçek yüzünü gösterir. Ekim 1917 Rus İşçi Devrimi, tıpkı 1789 Fransız Burjuva Devrimi gibi, bu hızlanmanın olağanüstü örneklerinden biri. Devrimden kısa bir süre sonra başlayan iç savaş beş yıl sürmüş, Çarlığın ve burjuvazinin güçlerine ek olarak, on üç yabancı devlet de işçi devrimine karşı savaşmıştır. Dünya savaşının yıkımı üzerine gelen bu ölüm kalım savaşı, açlığa eklenen verem, tifüs gibi kitlesel salgınların birleşmesiyle, Rusya’ya
Devrimler tarihin en güçlü lokomotifidir, demiş Marx. Çünkü tarih, özellikle hızlanınca gerçek yüzünü gösterir. Ekim 1917 Rus İşçi Devrimi, tıpkı 1789 Fransız Burjuva Devrimi gibi, bu hızlanmanın olağanüstü örneklerinden biri. Devrimden kısa bir süre sonra başlayan iç savaş beş yıl sürmüş, Çarlığın ve burjuvazinin güçlerine ek olarak, on üç yabancı devlet de işçi devrimine karşı savaşmıştır. Dünya savaşının yıkımı üzerine gelen bu ölüm kalım savaşı, açlığa eklenen verem, tifüs gibi kitlesel salgınların birleşmesiyle, Rusya’ya yedi ila on iki milyon ölüme mal olmuştur.
Komünizmin Abecesi, işte bu olağanüstü kargaşanın ortasında, Ekim 1919’da, Rusya Komünist Partisi’nin ileri gelenlerinden iki genç insan, Buharin (31) ile Preobrajenski (33) tarafından kaleme alınmıştır. Amacı, Rusya Komünist Partisi’nin Mart 1919’da kabul ettiği programı, halkın anlayacağı bir dille açıklamaktır. “Proletarya devrimi günümüzde ancak bir dünya devrimi olarak gerçekleşebilir,” diyor yazarlar. Bunu çok iyi bilenlerden biri de, “Bolşevizm beşikteyken boğulmalıdır,” diyen ve işçi devrimine karşı savaşan büyük devletlerden birinin ünlü politikacısı olan Winston Churchill.
Komünizmin Abecesi, bugün de bir başvuru kaynağı olmaya devam eden coşkulu, heyecanlı bir sosyalizme giriş kitabıdır.
“Bu kitabın yazılışının üzerinden bir yüzyıl geçti. Tanıklık ettiği ateş öylesine yakıcıydı ki, alevleri ister istemez kocaman bir meşaleye dönüştü. Gerçek en büyük öğretmenimizdir. Hele buna böylesine geriden bakma olanağı bulunca. Bu gerçeğin içinde hem olgular hem de hayaller var. Tarih, ancak bu gerçek bütün yönleriyle kavranınca en değerli öğretmen olur.” Cem Eroğul