Üzerine masal tozu serpilmiş bir yaz tatili...
İngiliz çocuk edebiyatının yaşayan efsanelerinden Michael Morpurgo'nun kaleme alıp bol ödüllü çizer Tony Ross'un resimlediği Kum Adam ile Kaplumbağalar, belleklerde iz bırakacak bir tatil macerasına dümen çeviriyor.
Masal geleneğinden ve yerel söylencelerden beslenerek hayal ile gerçek arasında köprüler kuran bu sürükleyici roman, eğlenceli anlatımının satır aralarında aile ilişkilerine, arkadaşlığa ve dayanışmaya dair sıcacık paylaşımlarda bulunuyor.
Çocukların kurgu dün
Üzerine masal tozu serpilmiş bir yaz tatili...
İngiliz çocuk edebiyatının yaşayan efsanelerinden Michael Morpurgo'nun kaleme alıp bol ödüllü çizer Tony Ross'un resimlediği Kum Adam ile Kaplumbağalar, belleklerde iz bırakacak bir tatil macerasına dümen çeviriyor.
Masal geleneğinden ve yerel söylencelerden beslenerek hayal ile gerçek arasında köprüler kuran bu sürükleyici roman, eğlenceli anlatımının satır aralarında aile ilişkilerine, arkadaşlığa ve dayanışmaya dair sıcacık paylaşımlarda bulunuyor.
Çocukların kurgu dünyasında hayal gücünün ve yaratıcılığın yansımalarına dikkat çeken kitap, bir tutam sihir biraz da deniz suyunun yardımıyla yetişkinlerin giderek “sıradanlaşan” gerçeklik algısını sarsmayı başarıyor.
Michael için yaz tatili demek, amcasının Galler'deki çiftliğinde kalmak demektir. Orada foklarla beraber yüzüp güneşlenebilir, tarlalarda koşturabilir ve kuzeni Barry'yle doyasıya eğlenebilir. En çok da dedesinin anlattığı efsanevi masalları dinlemeyi sever. Şehirli bir çocuk için harika bir tatil planı! Ancak ne yazık ki bu yaz öncekilerden biraz farklı geçecek gibidir. Barry'nin bacağı alçıdadır; Michael onunla gönlünce vakit geçiremeyecektir. Neyse ki dedişkosunun masalları hâlâ vardır, tabii bir de hayalperest küçük kuzeni Polly...
Binlerce yıldır uyuyan şişko bir devi ve kayık sepetini çeken tosbağalarını uyandırmak ne kadar zor olabilir? Pek kolay görünmese de inanmak başarmanın yarısıdır demişler. Günün sonunda yetişkinleri bu işe inandırmak var bir de...
Kim bilir belki de Kum Adam'ı, taşlaşmış kaplumbağaları ve elbette o “kocaman gri salatalığı” göreceği bu yaz, Michael için önceki tüm yazların en unutulmazı olacaktır!
“Tamam, güzel hikâye dedik ama sonuçta hikâye, değil mi?”
Peki, ya değilse? Ne de olsa hikâyelerin gerçeğe dönüşmesi sadece ama sadece bizim elimizde.
Evet; karşımızdaki hakiki, kocaman, nefes alan, kanlı canlı bir devden başkası değil!