21. yüzyıl başında çoğu insan sosyalizmin denendiğini ve işe yaramadığının görüldüğünü, Marksizmin yanlışlandığını düşünüyor. Sungur Savran, Marksistler kitabında aksini savunuyor. 20. yüzyıl sosyalizm deneyiminin, tam tersine, Marksizmi doğruladığını ileri sürüyor. Çöküşün Marksist teorinin ve programın bir aşamada terk edilmesi dolayısıyla gerçekleştiğini vurguluyor.
Bu birinci ciltte yazar, Marksizmin 19. yüzyılda teori ile pratiği birleştiren bir yaklaşımla bir devrim kılavuzu olarak geliştiğini gösteriyor. Kapital’in birinci cildi 1867’de yayınlanmıştı. İlk kalıcı işçi devrimi 1917’de, ondan tam 50 yıl sonra gerçekleşti. Bu sembolik aralık teorinin pratikte sınanması ve doğrulanması anlamına geliyordu. Lenin, Marx ve Enge
21. yüzyıl başında çoğu insan sosyalizmin denendiğini ve işe yaramadığının görüldüğünü, Marksizmin yanlışlandığını düşünüyor. Sungur Savran, Marksistler kitabında aksini savunuyor. 20. yüzyıl sosyalizm deneyiminin, tam tersine, Marksizmi doğruladığını ileri sürüyor. Çöküşün Marksist teorinin ve programın bir aşamada terk edilmesi dolayısıyla gerçekleştiğini vurguluyor.
Bu birinci ciltte yazar, Marksizmin 19. yüzyılda teori ile pratiği birleştiren bir yaklaşımla bir devrim kılavuzu olarak geliştiğini gösteriyor. Kapital’in birinci cildi 1867’de yayınlanmıştı. İlk kalıcı işçi devrimi 1917’de, ondan tam 50 yıl sonra gerçekleşti. Bu sembolik aralık teorinin pratikte sınanması ve doğrulanması anlamına geliyordu. Lenin, Marx ve Engels’in öngörüleri temelinde yepyeni bir bina inşa etmişti: Bir işçi devleti, onun altyapısı olarak kapitalizmden sosyalizme geçiş halinde bir ekonomi, dünya devrimine dönüşmeye aday bir proletarya devrimi.
Savran, kitabın ikinci cildinde, doğuşundan itibaren harcında enternasyonalizm olan bir teori ve programın milliyetçiliğin kayalıklarında parçalandığını anlatmayı hedefliyor. Ama yazara göre bu salt ideolojik bir süreç değildir. Burjuvazi ile proletarya arasındaki mücadelenin karmaşık dehlizlerinde doğan bir işçi bürokrasisinin 20. yüzyıl tarihine getirdiği bir özgün gelişmenin ürünüdür. Yazar doğru yolun ancak 20. yüzyılın derslerini iyi çıkarmak koşuluyla bulunabileceğini öne sürüyor.