Roman kahramanları kendi kahramanlarını yaratırsa...
Başkaları ile ilgili hayal kurdunuz mu hiç? Ya da hayallerinizin bir gün gerçeğe dönüşebileceğini hiç düşündünüz mü?
Parktaki bir banka oturup, etrafınızdan geçen veya karşı bankta oturan tanımadığınız insanların gerçekte nasıl yaşadıklarını ya da hayatlarını nasıl sürdürdüklerini tahmin etmek kimi zaman eğlenceli bir oyuna dönüşebilir. Nitekim, sıradan bir günde, parkta oynamaktan sıkılan Okan, Şenay ve Dilek de işte tam kendilerini bu oyuna kaptırmış ve karşılarında oturan, adını sanını bilmedikleri yaşlı adam için birer isim ve meslek uydurmaya çalışıyorlardı. Üç çocuk tarafından değişik kimliklere bürünen o yaşlı adam da aynı anda bu üç çocuk için birer isim düşünüyor ve büyüdüklerinde ne olacaklarını öngörmeye çalışıyordu. Öyle ki, bu oyunun birer parçasına dönüşen tüm bu isimler bir süre sonra hayalle gerçeğin iç içe geçeceği ilginç bir serüvenin kahramanlarına dönüşeceklerdi...
Edebiyatımızın duyarlı kalemlerinden Mehmet Atilla'nın, Alman ressam Albrecht Dürer'in dünyaca ünlü "Gergedan" isimli gravüründen esinlenerek kaleme aldığı Parktaki Gergedanlar, insan ilişkilerini ve yaşamı sorgulayan, hayalleri arkasına almış sürükleyici bir roman.
Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği'nce "Yılın Kitabı" olarak da seçilen bu çarpıcı eser, hayal kurmanın insan hayatına kattığı güzellikleri anımsatarak arkadaşlığın önemini vurguluyor.
Edebiyatseverleri zamanda yolculuğa çıkaran; geçmişteki, gelecekteki ve bugünkü sosyal ilişkilere değinen Parktaki Gergedanlar'ı okuyarak başkaları için hayal kurmanın ve başkalarının hayallerine ortak olmanın değerini bir kez daha anlayacaksınız...