¨Thukydides’ten Özür Dileyerek¨, kültürel antropolijinin kurucu isimlerinden Marshall Sahlins’in başyapıtlarından biridir. Sahlins bu eserinde, çok zengin bir tarihsel ve etnografik malzeme eşiliğinde antropolojiinin tarihyazımına yapabileceği katkıyı araştırır. Sahlins, Thukydides’ten ¨özür dileyerek¨, bu büyük ismin tarihini yazdığı Atina ile Sparta arasındaki Peloponnesos Savaşı’nı, MS 19. Yüzyılda Fiji krallıkları Bau ile Rewa arasındaki ¨Polinezya Savaşı¨yla karşılaştırır. Batı düşüncesini derinlemesine etkileyen Thukydides, tarihe insanın ¨güç ve kâr sarzusunun¨ yön verdiğini savunur. Peki tarih, insan doğasına atfedilen bu evrensel eğilimlerden hareketle okunabilir mi? Kültürü dışarda bırakarak ¨insan doğasından¨ hareket eden Thuk
¨Thukydides’ten Özür Dileyerek¨, kültürel antropolijinin kurucu isimlerinden Marshall Sahlins’in başyapıtlarından biridir. Sahlins bu eserinde, çok zengin bir tarihsel ve etnografik malzeme eşiliğinde antropolojiinin tarihyazımına yapabileceği katkıyı araştırır. Sahlins, Thukydides’ten ¨özür dileyerek¨, bu büyük ismin tarihini yazdığı Atina ile Sparta arasındaki Peloponnesos Savaşı’nı, MS 19. Yüzyılda Fiji krallıkları Bau ile Rewa arasındaki ¨Polinezya Savaşı¨yla karşılaştırır. Batı düşüncesini derinlemesine etkileyen Thukydides, tarihe insanın ¨güç ve kâr sarzusunun¨ yön verdiğini savunur. Peki tarih, insan doğasına atfedilen bu evrensel eğilimlerden hareketle okunabilir mi? Kültürü dışarda bırakarak ¨insan doğasından¨ hareket eden Thukydides’in tersine Sahlins, insanın kültürel bir varlık olduğu görüşündedir. Böylece, Atina ile Sparta’yı olduğu kadar Bau ile Rewa’yı da birbirine bağlu bir tarihsellik içinde gelişmiş kültürel-tarihsel oluşumlar olarak analiz eder. Bu oluşumlar içinde eyleme geçen insanlar da motivasyonlarını birbirinden farklı düzenlerden, ilişkiler ve değerler bütününden alırlar.